Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tarih fikri ve tarih yazımı, ilk bakışta insanın "geçmiş"le, "olmuş bitmiş"le alakalı bir bilgi ve kayıt arayışı, bir tasarımı ve geriye doğru bir teşebbüsü olarak görünse de bu kadarı eksik ve yanıltıcı bir intibadır. Bütün türleriyle tarih faaliyeti geriye doğru giderken de öncelikle insanın bugünü ve geleceğine doğru seyreder. Bir başka deyişle tarih tasavvuru geçmişi bugüne getirmek, bugünle irtibatlandırmak, bugünü ve geleceği geçmişle birlikte, geçmişin tecrübeleri üzerinden anlamak ve yeniden inşa etmek, zamanı bütünlemektir. Geçmişle, tarihle bugün ve gelecek arasındaki bu çift yönlü yolculuk, gidiş-geliş nerede, nasıl, niçin durduğunu kavramak isteyen insanoğlunun esas itibariyle kaçınamayacağı ve vazgeçemeyeceği bir şeydir de. Çünkü insanın farkında olsun olmasın yüzlerce, binlerce yıl gerilere, anasından-babasından, ailesinden başlayarak bütün insanlık tarihine, elest bezmine doğru giden fizikî ve ruhî yaşı yani tarihi, hafızası kenfini aşan bir vakıa olarak onun kuvvet ve zaaflarını büyük ölçüde/bir şekilde tayin eder, etkiler. Bu vakıayı kişinin, toplumun ve siyasî yapının kuvvet ve zaaflarının mecmuası olarak da görebiliriz. Bazen güç ve hareket kaynağı bazen tortu ve taşınması zor yükler.. Bu durumda tarih, yalnız geçmişte olmuş bitmiş olayların sıradan toplamı, altalta-yanyana dizilmesi, tarihlendirilmesi değil aynı zamanda geleceğe doğru seyreden mevcut "kollektif temsil"in, "şahsi ve ictimaî hafıza"nın, maşeri vicdanın odaklandığı ve biriktiği canlı, hareketli bir yerdir. Bu sebeple tarihle aktif veya pasif olarak irtibata geçen herkes geçmiş olayları anlarken ve yorumlarken bile biraz da kendisinin ve döneminin tarihini anlar ve yorumlar. Tanpınar'ın ifadesiyle "geçmiş zaman bizdeki aksiyle tekevvün [oluşum] halinde" olur. Bütün tarihleri aynı zamanda "çağdaş tarih" yapan da bu gerçektir. İnsanın geçmişle/tarihle bir şekilde irtibatı kaçınılmaz olmakla beraber bunun nasıl ortaya çıkacağı ve ne şekilde, hangi kodlarla, ne türden değer yargılarıyla, hangi psikoloji ile süreceği kültür dairesine ve özellikle dönemlere, kişilerin ve toplumların arayışlarına göre değişiklikler, bazen zıtlıklar gösterir. Burada dönemin ruhu ve ana temayülleri kadar bizzat tarihçinin, ilim adamının konumu, haletiruhiyesi ve gelecekle ilgili beklentileri de öne çıkar.
Sayfa 305Kitabı okudu
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.