Kafka'nın kardeşi Ottla'ya gönderdiği mektuplardan oluşmaktadır kitap. Aileye çok az var. Mektuplar 1909'dan Kafka'nın ölümüne, 1924'e kadar devam eder.
1946'da Auschwitz kampına ölüme gönderilen Ottla'nın kızları saklamıştır mektupları. Eşi kendisi gibi yahudi değil Çekoslovaktır ama o zamanlar Çeklerin de bağımsızlığı yoktur. 1974'te izinlerin verilmesiyle Kafka'nın ölümünden 50 yıl sonra yayımlanır kardeşine mektupları.
Mektuplarda Kafka'nın ne kadar sevecen bir abi olduğunu, Ottla'nınsa abisine yardım etmek için ne kadar uğraştığını görüyoruz. Kafka'nın uzun yıllar süren verem hastalığının da gidişatını görüyoruz bir yandan.
Başlarda duygu yüklü olan mektuplar hayatının sonuna doğru çekingenliğe, alınganlığa bırakıyor kendini. Mektuplar kısalıyor, sohbetten ziyade bilgi vermeye dönüyor iş. Bir yazarın hayatının son anlarına daha içten şahit oluyoruz.
Ben Kafka'yı çok sevdiğim ve hayatını bildiğim için duyguları tamamen hissettim ama Kafka'ya ayrı bir sevginiz yoksa okumasanız da olur diyeceğim bir kitap.