Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

İlk otomobilin hikayesi
Endüstrinin çekirdeğinin bile bulunmadığı Genç Cumhuriyette, Cer Atölyesi'ni önemli görevler beklemekteydi. Adı her ne kadar Cer Atölyesi olsa da, aslında bir fabrika gibi çalışıyordu. Haziran 1961'de Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendisleri, Ankara'da bir toplantıya çağrıldı. Toplantıda Ulaştırma Bakanlığı'ndan gelen yazıda Türkiye'ye has bir binek otomobil ve motorunun imal edilmesi isteniyordu. Ordunun binek ihtiyacını karşılayacak bir otomobil tipinin geliştirilmesi görevinin TCDD'ye verildiği ve otomobilin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına yetiştirilmesi isteniyordu. Haber kamuoyuna da yansımıştı. Tüm ülkede hiç kimse Türkiye'de ne otomobil, ne de motor yapılabileceğine inanıyordu. Projenin merkezi olarak da Eskişehir Cer Atölyesi seçilmişti. 23 mühendis, toplu iğnenin bile ithal edildiği Türkiye'de, çalışmalara hızla başladı. Zamanla yarış halindeydiler ve 129 günleri vardı. Geceli gündüzü yoğun çalışmanın ardından Ekim ayı ortalarında, Devrim otomobillerinden ilki tecrübeye hazır duruma geldi. Siyah renkteki 2 numaralı Devrim'in son kat boyası ancak 28 Ekim akşamı vurulabildi. Pasta ve cilası Ankara'ya sevk edilirken gece trende yapıldı. 29 Ekim günü biri bej, diğeri siyah renkli iki Devrim, Eskişehir'den Ankara'ya doğru trenle yola çıkarıldı. Buharlı lokomotiflerle çekilen trende bacadan sıçraması muhtemel kıvılcımlardan ötürü güvenlik önlemi olarak benzin depoları boşaltıldı. Bu önlem, Devrim'in kaderini belirleyecek bir dizi talihsizliğin de başlangıcıydı. Tren Ankara'ya vardığında, depoların yeniden doldurulması planlanıyordu. Ancak işler planlandığı gibi yürümedi. Manevra imkanı sağlamak için depolarına yalnızca birkaç litre benzin konmuştu. Plana göre, asıl ikmal Sıhhiye'deki Mobil benzin istasyonundan yapılacak, sonra da Meclis'e gidilecekti. 29 Ekim sabahı, Devrimler motosikletli oldukça kalabalık bir trafik ekibinden oluşan eskortun arasında yola çıktı. Eskorttakiler, benzin alma işinden haberleri olmadığı için, Mobil'e uğramadan yola devam etti. Meclis'in önüne gelindiğinde durum anlaşıldı, acele getirilen benzin 1. arabaya kondu. 2 numaraya konacağı sırada Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel Paşa Meclis'in önüne gelmiş ve Anıtkabir'e gitmek üzere 2 numaralı Devrim Otomobiline binmişti. Yola çıkıldı. Fakat 100 metre kadar sonra motor öksürerek durdu. Cemal Paşa'nın "Ne oluyor?" sorusuna direksiyondaki Yüksek Mühendis Rıfat Serdaroğlu, "Paşam, benzin bitti" cevabını verdi. Paşa'dan özür dilenilerek 1 numaralı Devrim'e geçmesi rica edildi. Buna uyan Cemal Paşa Anıtkabir'e bu otomobille gitti. İnerken ünlü "Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz " sözlerini söyledi. Fakat ertesi gün bütün gazeteler söz birliği etmişçesine "100 metre gidip bozuldu" başlığını atmıştı. Basın, 2 numaralı Devrim'in Hipodromdaki geçit törenine katılmasından, Cemal Paşa'nın Anıtkabir'e bir başka Devrim otomobiliyle gitmesinden söz etmiyordu. Gazetelerde çıkan haber, yorum ve fıkralarda harcanan bunca paranın boşa gittiğinden dem vuruluyordu. Devrim'e haksızlık yapılıyordu. 1961'de dört adet üretilen Devrim otomobillerinden sadece birisi günümüze kadar ulaştı. Karakurt ve Devrim tarihsel misyonlarını tamamlayarak kendi köşelerine çekildi. Ancak onların yaratıcısı Tülomsaş'ın görevi hâlâ devam ediyor.
Sayfa 50 - Business DergisiKitabı okudu
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.