Gustave Flaubert, benim lise yıllarında dünya edebiyatının ilk realist romanı olan Madame Bovary adlı kitabını okuyarak tanıştığım yazar. Madame Bovary, hikâyesi etkileyici olsa da beni biraz sıkan bir roman olmuştu. Aradan geçen senelerden sonra Gustave Falubert'ten okuduğum ikinci anlatı Herodias oldu ve ne yazık ki bu kitapta da aynı kaderi yaşadım ve sevemedim. Can Yayınlarının lacivert klasiklerinden genel olarak hoşlanmadığımı önceden de belirtmiştim, sanırım üstüne ben Gustave Falubert'in yazım tarzını da beğenmediğim için böyle bir sonla karşılaştım. Eserde gerçek, tarihi bir karakter Hz. Yahya'nın ölümüyle ilişkilendirilen Herodian hanedanının prensesi Herodias'ın hikâyesi anlatılıyor. Zaten kısa bir kitap olduğu için fazla detayına girip içeriğinden çok bahsetmeyeceğim. Genel olarak yanlış ilişkiler sonucunda insanlara hatalarını göstermeye çalışan bir peygamberin her dönemde olduğu gibi insanlığın kötülüklerinden payını alması anlatılıyor. Konusunu merak eden varsa okuyabilir ancak ben ne yazık ki tavsiye edemiyorum.