Bu adam bir Oğuz Atay olabilecekken neden oldurmadılar acaba?Hem İslam için kalan son direniş kalemlerinden biri imiş hem de inanılmaz bir psikolojik iç- dış tahlil yeteneği var.Kitabı kaybettim kütüphaneyi düzenlerken, bulunca bitirdim ve bu kadar geç bitirdiğim için bir kez daha pişman oldum.Rasim Bey'in buradaki Sitare'si bir Oğuz Atay'ın Tutunamayan Selim'i kadar olamasada oldukça iyi anlatılmış .Ben Sitare'nin kitap boyunca bahsedilen İslami unsurlara rağmen intihar ederek ölmesini çok yadırgadım,bu Pollyannacılık değil ama daha ılımlı bir bitiş beklerdim.Doğu-Batı sentezini ve yozlaşmamızı yererken,dinin yasakladığı bir şeyi Sitare'ye yaptıran rahmetli Rasim Bey hayatta olsa nedenini sormak isterdim.Bu arada "Gül Yetiştiren Adam" kitapta bir imge olarak kullanılmış meâli de şu: İslam'da güzel koku sünnettir,o zaman güzel kokuyu sevmek ve üretmek de öyle olsa gerek diyerek düşünülmüş ve geleneklerine sahip çıkan yaşlı bir adamla kendini yozlaşmanın içinde bulup intihar eden Sitare Doğu-Batı ikileminin de başrolleri olarak ama farklı dünyalarda kitapta yer almış. Şöyle düşünün Rasim Bey iki evren yaratmış : Birinde Gül Yetiştiren Adam var, diğerinde ise Sitare.Biri Doğu , diğeri Batı.Doğu'nun gülü esasen kitapta Batı dünyasına kurban oluyor.Neyse konu çok derin kafa açmamak gerek.
Ne olursa olsun ben yine de kendimce yorumumu Rasim Bey'in kitaptaki şu sözleriyle bitireyim:
"... Taş Devri gibi ,Tunç Devri gibi insanların bir de "Gül Devri" geçirdiklerini düşünüyorum..."