İslam, gerek inanç ve ibadet esasları, gerekse hukuk ve ahlâk ilkeleri itibariyle, fert ve toplum olarak insanın yaratılışına uygundur. İslam, insanın yapısına, fıtratına uygun bir din olduğu için, fıtrat gereği olan ihtiyaç ve arzularının karşılanmasına ve tatmin edilmesine önem vereceği açıktır. Bu itibarla tıpkı insanın yeme-içme ve cinsel ilişki gibi maddî/bedensel ihtiyaç ve isteklerini karşılamasının mübah, hatta bazı durumlarda vacip olması gibi, ruhî/manevî, bediî/estetik ihtiyaç ve arzularını karşılamasının da aynı şekilde mübah olması gerektir.