Hantal, ışıksız bodrumların konuğu oldum, zamanın alıp başını gittiğine şaşırmış. Anlamış olmalıydılar yaşamasızlığımı. Sabahçı kahvesine sığınamadım. Hiç değilse yudumlayabilirdim ilk demli çayı, beklendiğimi umarak, yanılacağımı, yanıltacağını bile bile.
Çay, sıcak, ağız yakan! Hepsi bu. Bir bardak. Kimsesizler mezarlığına gömdüm imgelerimi. İpileyen sarımsı ışık pırpırlandı, sönmek üzere, sönünce kurtulacağım kendimden -acınası avuntu!-, ödeşeceğiz, kristal yüreklerine sırt çevirdiklerimle.