Gönderi

Fakat prensler bu hoş hayatı sürmekte yalnız değildirler: Papalar, kardinaller, piskoposlar, onları taklit etmek için çoktan beri ellerinden geleni yapıyorlar, hatta denebilir ki onları geçmek işini de başardılar. Şu piskopos, giymiş olduğu bembeyaz kaftanın kusursuz bir ömür sürmesini kendine ihtar ettiğini; başını örten şu çift boynuzlu ve uçları bir tek düğümle birbirine bağlı külahın, eski ve yeni ahitlerin bilimini birleştirmesi gerektiği anlamında olduğunu; elindeki eldivenlerin, temiz ve ilahi sırları müminlere verirken dünyanın fenalıklarının bulaşmasından ellerinin korunduğunu gösterdiğini; asasının, kendisine teslim edilen sürüye devamlı surette bakacağının simgesi, haçın ise, bütün tutkulara karşı kazanması gereken zaferin simgesi olduğunu düşünmeye koyulsaydı, hayatı neye benzerdi? Bütün bu düşünceler ve daha bu çeşitten başka bin bir tanesi, zavallı başpapazı endişe ve kederle ezmez mi? Günümüzün piskoposları o kadar budala değildirler: Kendilerini otlamaya bakar; sürüleri otlatmak işini İsa'ya, papaz vekillerine, dilenci keşişlere bırakırlar
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.