Bazen okurken bile canınız acımasına rağmen bazı kitapların bitmesini istemezsiniz. İşte Pabuç Hikâyesi de benim öyleydi. Ve en zor kısmı da bu incelemeyi yazmak şuan benim için. Birkaç defa yazıp sildim. Zirâ sadece bir polisiye roman olarak yazıp paylaşmak bu kitaba çok büyük haksızlık olacaktı. Aslında alt başlık ; Bir 12 Eylül Romanı 'nı görünce kitabın içeriğine dair fikriniz olmuştur. 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden tam 43 yıl geçti. Türkiye'yi yarım asır geriye götüren darbe, demokrasi tarihinin kara lekesi olarak hala hafızalarda. Kitabımıza dönecek olursak ; Eski bir işhanının merdiven boşluğuna Filistin Askısı denilen işkence aletiyle asılmış halde bulunan işhanının çaycısının sadece sol ayağında bir ayakkabı vardı onun dışındaki görüntü ise korkunçtu. Buğra Kayıgil ve ekibi cinayeti çözmek için çalışmalara başlamışlardı bile. Son anda ekibe dahil olan Enes Temur ile birlikte. Bu esnada gazeteci Melike Örnek ise bir cinayete kurban giden abisinin ölümünü araştırırken, senelerdir görüşmediği abisinin onun için bıraktığı ipuçlarını takip ediyordu. Başkomiser Buğra ve ekibi ilk cinayetin araştırmalarını yaparken ikinci bir cinayet haberini alırlar. Aynı şekilde işkence edilerek öldürülmüş bir ceset... Gazeteci Melike ise abisinin onun için özel olarak sakladığı isim listesini bulmuştu. Beş kişinin isminin yazılı olduğu Listede bulunan emekli askerler suikaste uğramışlar ve onlara yapılan suikastleri Devrimci Cephe üstlenmişti. Öldürülen bu emekli askerlerin elbette bir ya da birkaç ortak noktası vardı. Melike ve Buğra Kayıgil geçmişin karanlık günlerinin /güçlerinin etrafında dönüp dolaşırlarken yolları elbette kesişecekti. Araştırmalar dokunulmaması yerlere / kişilere dokunduğunda artık hem gazeteci Melike'nin hem de Buğra ve ekibinin hayatları tehlikedeydi. 1970'lerin sonunda Ankara'da özel olarak eğitilen asker ve polislerin amacı neydi? Sonrasında nerelerde görev yapmışlardı? İşkence yapılarak öldürülen bu kişilerin her birinde farklı işkence yöntemleri uygulamasının sebebi neydi? Soruşturma devam ettikçe ortaya çıkan gerçekler onları 12 Eylül'ün karanlık dehlizlerine sürükleyecekti. Evet tahmin ettiğiniz gibi devamını yazmayacağım :-) Devamı ve çok daha fazlası için kitabı okuyunuz diyorum. Okunmaya değer bir eser. Özellikle de benim gibi döneme merakınız var ise kesinlikle okumalısınız.

Pabuç Hikayesi - Bir 12 Eylül RomanıM. Sait Güven · Herdem Kitap · 20236 okunma

·

32 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.