2015 yılı Mart ayında Afganistan'ın Kabil kentinde yaşanan feci hadiseyi anımsayalım. Ferhunde adlı genç bir Afgan kadın önce linç edildi, sonra cesedi yakıldı. Ne idi Ferhunde'nin suçu?
Ferhunde bir ilahiyat öğrencisi idi. Bir türbenin önünde muska yazan yobaza müdahale edip bunun İslam'a ve Kur'an'a aykırı olduğunu söyledi. Ona Kur'an'ın bir tılsım kitabı değil bir yaşam kitabı olduğunu anlatmaya çalıştı. Ama o yobaz, tıpkı şifa ayetleri adıyla kitap yazanlar gibi, Kur'an'ın bir tılsım kitabı olduğunda ısrarcı idi. Kur'an anlaşılarak okunursa, o yobaz halkı kandıramayacaktı. Ferhunde, Kur'an'ın anlaşılmak için okunması gereken bir kitap olduğunu anlatmaya çalıştı. Ne var ki öyle bir suçla itham edildi ki akıllar şaştı kaldı, vicdanlar kanadı, neredeyse yer gök sarsıldı ama kimse duymadı Ferhunde'nin çığlığını...
O yobaz, Ferhunde'nin Kur'an'ı yaktığını iddia etti. Oysa Ferhunde muskaları alıp yakmıştı. Cahiller sürüsü yobazın sözüne inandı. Ferhunde artık din düşmanı olmuştu, Kur'an düşmanı olmuştu, kafir olmuştu, mürted olmuştu...
Linç ettiler Ferhunde'yi. Üzerine araba sürüp ezdiler. Kana susamış yamyamlar sürüsü Ferhunde'yi öldürmek ile yetinmediler; cesedini ateşe verip alçakça seyrettiler yanışını...
Ferhunde'nin bedeni meşale olup aydınlatmıştı Kabil'in karanlık sokaklarını, caddelerini, meydanlarını...
Ama yobazlık kinini kusmuştu, iğrençliğini, rezilliğini, alçaklığını ilan etmişti bir kez daha!
Ferhunde'nin ölümü, Kur'an ile aldatanların işlediği en alçak cinayetlerden biri olarak kazındı tarihin belleğine. Evvelki nice cinayetler, nice katliamlar gibi...
Evet, Kur'an'ı herkes anladığı dilde okursa aldatıcıların düzeni bozulur, Ferhundeler yitip gitmez. Akıl esir alınmaz, bilim itibardan düşürülmez; yaşamda en gerçek yol gösterici olur!
Kur'an'ı anladığı dilde okuyan hiç kimse mollaların salyalı sümüklü vaazlarına itibar etmez.