Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

203 syf.
6/10 puan verdi
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Roman; Zülfü Livaneli(1946-); Remzi Kitabevi; İkinci Basım / Mart 2001; 221 Sayfa (6)(17.09.2017) İsveç'in başkenti Stockholm'de geçiyor romanın hikâyesi. Kurgu İskandinavya Yarımadası'nda yer alan ülkenin bu en kalabalık şehrinde beş yıldır politik mülteci olarak yaşayan Sami Baran'ın iltica başvurusu esnasında yaşadıklarıyla başlıyor. Yurt dışına yasa dışı yollarla çıkmış yüz kişiden doksan dokuzu tekrar ülkesine dönmenin ne kadar zor olacağını yaşayarak öğrenir...Romanı okuyacak olanlar bundan sonrasını okumayabilirler. Sami amatör olarak fotoğrafçılıkla, film çekmekle uğraşmaktadır Türkiye'de. Bir gün okulundaki folklor ekibinin gösterileri esnasında çektiği filmleri evinde seyrederken bir kız takılır gözüne. Kızı arar ve bulur. Filiz'dir kızın adı. Kürt'tür. Arkadaşlıkları ilerler,,, evlilik kararı alınır. Aileler her ne kadar bu evliliği etnik köken uyuşmazlığını bahane ederek kabul etmeseler de sorun çıkmaz kız istemeye gidildiğinde. Nişanlanırlar. Filiz siyasi faaliyetlerde aktif rollerdedir. Sami bir gün Filiz'i evine bırakacaktır otomobiliyle. Yolda, ne olduğunu anlamadığı gürültüler ile birlikte Filiz'in kafatasının ikiye ayrıldığını ve bir gözünün başından aşağıya doğru sallandığını görür. Bayılmıştır. Daha sonra anlar: Otomobil içerisinde çalan yüksek sesli müzik yüzünden güvenlik güçlerinin dur ihtarına uymamışlar, silahla taranmışlardır. Olayın ardından Sami'nin yanına olayı örtbas etmek isteyen bir devlet görevlisi gelir. Sami olayı duyurmak istemektedir. Devlet görevlisi ise olayın üzerini örtmek... Anlaşamazlar. Türlü işler açılır Sami'nin başına ve nihayet İsveç'e iltica eder. Stockholm'de kendisi gibi ilticacı olanları bulur. Livaneli buradan itibaren, dünyanın çeşitli ülkelerinden kaçarak İsveç'e sığınmış bu politik mültecileri tek tek tanıtmaya başlar. Kişilerin betimlerini pek yavan buldum doğrusu. Üstelik romanın giriş bölümünde kurguyu benimsemiş olmama rağmen, bu betimler hikâyenin özüne uymamış ve yama gibi acayip bir şey olmuş. Kurmacanın akışı içerisinde kişileri betimlemiş olsaydı daha iyi olurdu. Romanın bir iç bütünlüğü yakalayamamış olması da her bölümde bir başka kahramanını anlatmış olmasından kaynaklanıyor bana göre. Roman bireyi anlatır; bireyin başından geçenleri, onun duygularını, ne düşündüğünü, yapmak istediklerini...Fakat bu romanda Yazarımız da sanki kahramanlarının ne yapacağına karar verememiş gibi. Sami, Filiz'in ölümünden sonra olayı örtbas etmek isteyen devlet görevlisi ile hastanede karşılaşır. Politik mültecilere haber verir. Mülteciler bu devlet görevlisini öldürme kararı alır almasına ya kararın arkasında sadece bir kişi durur. Sami'nin sevdiği Clara adlı Şilili mülteci kızın babasını öldümüştür faşist devlet görevlileri. Sorgucular babasını itirafa zorlamak üzere kafasını uzun süre suya bastırmışlardır; havasız kalan adamcağız ölmüştür. Mültecilerin bu kadar bölüm bölüm ve uzun uzun tanıtılmasına rağmen bakın ne olur? Clara Sami'ye : Devlet görevlisini biz öldürelim, diye teklif eder. Sami mültecilere, Devlet görevlisi hastaneden taburcu oldu, yalanını uydurur. Ve bu yalanı duyduktan hemen sonra kararın arkasında duran tek mülteci de ossaat vazgeçer cinayet fikrinden! Sözüm ona Clara ile Sami "hasta adamı" hastaneden şehri gezdirmek bahanesiyle kaçırırlar fakat... Devamını anlatmayacağım. Livaneli'nin sanki yeni bir anlatım biçimiymiş gibi Anlatıcı'nın yanı sıra, olayları bir de Sami'nin ağzından anlatması romanı berbat etmiş... BİR KEDİ, BİR ADAM, BİR ÖLÜM. Evet: Başlık on numara,,, ilgi uyandırabilir. Kedi mi? Kediyi bilemem! Romanla ne ilgisi mi var? Çok zor sorular bunlar? Kediyi kurguda bulan varsa lütfen bana da bildirsin!..
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202123,7bin okunma
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.