Kitaba gerçekten bayıldım. Kitabı okurken kendimi o kadar o evrenin içinde buldum ki ejderhaların nefeslerini bile ensemde hissettim. Betimlere yer veren ayrıntılı dili sayesinde her şeyi gözümün önünde çok rahat canlandırdım. Kitaba başladığımda sosyal medyada bu kadar fazla yer alması beni ‘’acaba güçlü pr ile şişirilmiş bir kitap mı?’’ Sorusuyla endişeye düşürmüştü. Ama sayfaları çevirmeye başladığımda neden bu kadar çok sevildiğini anladım. Kurgusu güzel, sürükleyici, heyecanlı ve baştan çıkarıcı bir romandı. Başladıktan sonra kitabı elimden bırakamadım iki günde bitti. İkinci kitabının çevirisini dört gözle bekliyorum. *Bundan sonra kısmi spoiler içerebilir* Kitabın başları benim için oldukça sürükleyici ve merak uyandırıcıydı. Yarısına geldiğimde Violet’in geçirdiği karakter gelişimi beni çok duygulandırdı. ‘’Keşke Lilith’in yerine benim kızım olsan!’’ diyerek gurur duyduğum pek çok sahnesi oldu. Onu okurken kimi zaman gözlerim doldu, kimi zaman kahkahalar attım. Dain’den başından beri bir pislik bekliyordum zaten. Malum sahnede Vi’nin Dain’in ona ne yaptığını nasıl fark etmediğini tepemden aşağı kaynar sular dökülerek okudum. Kuralların köpeği Dain’den ikinci kitapta daha çok nefret edeceğime eminim ama kanıtlayamam :) Mira‘yla bu kitapta çok yakın temasta olamasakta ilerleyen zamanlarda fırtınalar yaratacak bir karakter görmeyi umut ediyorum. Tairn ve Andarna’ya BAYILDIMM! Minik kurabiyelerim… XADEN! İlk sahneden itibaren kendimi istemsizce ona çekilirken hissettim. En başından beri aslında yalnızca sırları ve sınırları olmasının yanında çiçek gibi bir karakter olduğuna tüm kalbimle inanmıştım. Xaden’ı çok sevdim ve yaşadığı her şeyden sonra dik duruşunu takdir ettim. Ve Brennan, gözümüz yollarda kalmıştı dostum…

Dördüncü KanatRebecca Yarros · Olimpos Yayınları · 20232,165 okunma

·

21 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.