Nakşîler’in “ne müsbet ne de menfi” bulmadıkları ve sadece “kendi yollarında bulunmadığı”nı beyân ettikleri musiki, en dikkat edilmesi gereken husus şudur ki, “kabul-red-yahud çekimser” kalınan keyfiyetiyle, “bâtın kahramanları” ve elbette “fıkıh üstünleri” seviyesinde söz konusu değeri edinmiştir; yâni, şu bildiğimiz alelâde hayat seviyesinde Şer’i olarak ne çamlar devrilirken, “kılı kırk yaran” üstün takva ehlinin dünyasından konuşanlarda değil… Her iki dünyada da, asıl, musikî hususunda niyet ve tesirinin ne olduğu noktasındadır; hani bünyenin kendisine yarar ve yaramaz yemek seçimi gibi ve elbette ölçü Şeriat. Musiki için, her iki taraf da delilini getirmiştir…