Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

798 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Seçimlerimizde özgür müyüz?
Michel Foucault 'Deliliğin Tarihi' eserinde büyük kapatmadan bahsetmiştir. Hapishaneler, hastaneler vb. iktidarın gücü elinde bulundurmasının çeşitli yolları olduğunu anlatmaktadır. Diğer eserlerinde de hapishaneler ve cinsellik üzerinden giderken bu eserinde daha çok deliler ve tımarhaneler üzerinden fikirlerini sunmaktadır. İktidarın, delileri gerçekten tedavi etmek amacıyla değil de kontrol sağlamak adına kapatıldığını öne sürmektedir. Gerçekten tedaviye ihtiyaç duyanların tedavi edilmesine karşı gelmemekle birlikte, delilerin deli olduğuna 'Kim, hangi kıstaslara göre karar veriyor ?' sorusuna cevap aramaktadır. Foucault'a göre iktidarın gücü örümcek ağına benzemektedir. Bütün bireyler önemlidir ve hiç kimse iktidarı tehdit edecek davranışlarda bulunmamalıdır. Bunun için de farklı davranışlar gösteren deli, serkeş, eşcinsel gibi bireyler toplumdan bir şekilde izole edilmektedir. Çünkü bu davranışlarının topluma bulaşıp iktidari tehdit edecek herhangi bir unsura dönüşmesi istenmemektedir. Bu okuduklarım bana George Orwel'in 1984 adlı distopik romanını hatırlattı. Orda büyük birader açıkça insanları denetliyor düşüncelerine bile hakim oluyordu, biz ise günümüzde sosyal medya ve internet aracılığıyla aslında bu kadar ayan beyan olmasa da gizlice denetleniyoruz ve yönlendiriliyoruz. Aynı zamanda Hitler'in öjenisini de hatırlattı. Hitler bilinen en baskıcı rejime sahip yönetim biçimine sahip liderlerden biriydi. Toplumda deli,hasta, işe yaramadığını düşündüğü herkesin ölümüne yol açarak öjeni politikasını uyguladı. Foucault'un her fikrine katılmasam da David Roshenhan'ın yapmış olduğu deney haklı taraflarını ortaya koymakta. Deneyi kısaca anlatacak olursam, Roshenhan 8 kişilik normal insanlardan oluşan ekip kurup her birini Amerika'nın çeşitli tımarhanelerine gönderdi. Bu insanlar kafalarında sesler duyduğunu söyleyince hastanelere kapatıldılar. Normal olduklarını söyleseler de zorla acılı tedavilere maruz kaldılar. En kısa süre kalan 7, en uzun süre kalan 52 gün tımarhanede kalmıştır. Daha sonra Roshenhan bu deneyi yayınlanınca büyük yankı uyandırdı ve tımarhanelere hasta seçiminde belli kıstaslar getirildi. Bir tımarhanedeki doktorlar Roshhenhana meydan okuyup bize üç ay içerisinde istediğin kadar normal insan gönder hepsini belirleriz dedi. Roshenhan kabul etti. Tımarhaneye üç ay içerisinde 193 kişi başvurdu. Tımarhane bunlardan 41 inin kesin normal, 42 sinin de şüpheli hasta olduğunu belirtti. Oysaki Roshenhan açıklamasında hiç hasta göndermediğini belirtti. Peki ben size soruyorum, gerçekten özgür müyüz? Hepimizin sosyal medyaları, kredi kartları, internet, bu kadar veri sağlıyorken gerçekten özgür müyüz? Seçimlerimizi kendimiz mi yapıyoruz yoksa kendimiz yaptığımızı mı zannediyoruz ? Neyden bahsedersek karşımıza onun reklamları çıkıyor. Ya da instagram reelslerde göreniniz olmuştur: size belli renkler sayılar söyleyip ilk aklınıza gelen hayvanı sorup tahmin ediyorlar. Yani insan aklı yönlendirilebiliyor. Bugün ihtiyaç duymadığımız ama ihtiyacımız olduğunu sandığımız bir sürü şey için çalışıp satın almaya çalışıyoruz. Yönetici seçimlerinde, yaşam biçimimizde yönlendirilmediğimizi nerden biliyoruz ? İktidara göre herkes çocuk sahibi olmalı evlenmeli. Çünkü evlenen insan asilik yapamaz , çalışmak ve uyum sağlamak zorundadır. Bu sadece bir örnek. Deliliğin tarihi bana bu soruyu sordurdu: Ne kadar özgürüz?
Deliliğin Tarihi
Deliliğin TarihiMichel Foucault · İmge Yayınevi · 2020905 okunma
·
328 görüntüleme
Cengiz okurunun profil resmi
Kitabı okuma konusunda güzel Bir giriş olmuş Teşekkür ederim
Emine Şahin okurunun profil resmi
Rica ederim iyi okumalar 🙏😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.