Kayıp Aranıyor
𝐺𝐼𝑅𝐼𝑆
Sait Faik Abasıyanık'ın okuduğum ilk romanı. Açıkçası bende çok derin bir izlenim bırakmadı. Belki yoğunluktan dolayı çok fazla kendimi veremedim. 
Kayıp Aranıyor daha iyi bir incelemeyi hak ederdi. İnsanın kaderi, yaşantısı içinde yaşadığı toplumdan bağımsız şekilde şekillenebilir mi? İnsanın kaderi toplumun şekline bağlı mıdır?
Kitaptan bahsedecek olursam;
Kayıp Aranıyor'un hikayesi 1950’lerin başında Ankara ve İstanbul’da geçer. Romanın başlangıcında dondurucu bir soğuğun içinde geçmişine denk gelen Nevin adlı bir kadın ile karşılaşırız. Bazen kendi ağzından bazen de 3. Şahıstan okuruz olayları...
Nevin emekli bir konsolsun kızıdır ve yurt dışında eğitim almış bilhassa ailesi tarafından iyi yetiştirilmiştir. Romanda sürekli ağır olarak bahsedilmektedir.
Nevin gazetecidir, yine kendisi gibi gazeteci olan Özdemir adlı bir adamla evlidir ama biz romanda bu evliliğin kopuş zamanına denk geliriz. Biraz derin anlamlar içeren bur eser.
𝑌𝐴𝑍𝐴𝑅 𝐻𝐴𝐾𝐾𝐼𝑁𝐷𝐴
Sait Faik Abasıyanık 18 Kasım 1906'da Adapazarı'nda doğdu. Çocukluğu Adapazarı'nda geçti. İlköğrenimini Rehber-i Terakki Okulu'nda yaptı. Ortaöğreniminin bir kısmını İstanbul Erkek Lisesi'nde diğer kısmını ise Bursa Lisesi'nde tamamladı (1925-1928). Yüksek öğrenimine Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü'nde başladı (1928). İki yıl sonra babasının isteği üzerine, iktisat eğitimi için Venedik üzerinden İsviçre'ye gitti. Lozan'da kısa bir süre kalarak, Fransa'nın Grenoble kentine geçti. Sanatı ve kişiliği üzerinde derin izler bırakacak çok sevdiği bu Fransız şehrinde üç yıl yaşadı. Fransa'dan döndükten sonra bir süre Halıcıoğlu Ermeni Yetim Mektebi'nde Türkçe öğretmenliği yaptı. Çocukluğundan beri tüccar olmasını istediği babasının zorlamasıyla ticarete atıldı ve başarılı olamadı. Babasının 1939'daki ölümüyle geçimini yalnızca kalemiyle sağlamanın yollarını aradı. Kısa bir süre Haber gazetesinde muhabirlik yaptı (1942). Yazarlığa lise yıllarında başlayan Sait Faik'in ilk şiiri Mektep dergisinde yayımlandı (1925), İlk yazısı 'Uçurtmalar Milliyet gazetesinde yayımlandı (1929). 1934'ten itibaren kendini neredeyse bütünüyle öyküye veren yazar; denizi, emekçileri, çocukları, yoksulları, İşsizleri ve balıkçıları yalın, şiirsel bir dille anlatarak Türk edebiyatına yeni bir öykü anlayışı getirdi. Daha önce Atatürk'ü de onur üyeliğine seçen, A.B.D'deki Uluslararası Mark Twain Derneği tarafından çağdaş edebiyata yaptığı katkılarından dolayı onur üyeliğine seçildi (1953).
11 Mayıs 1954'te İstanbul'da öldü.
𝐼𝑁𝐶𝐸𝐿𝐸𝑀𝐸𝑀
Nevin, yaşama olan bakışı ve yaşamı ile daima etrafı tarafından yabancılaştırılan bir kadındır. Onu sürekli hakir görüyorlar lakin seslerini çıkaramıyorlar. Onun toplum tarafından kendisine biçilen kalıplara girmemesi ve bu yüzden kayıp bir sürüklenişini okuruz “ Kayıp Aranıyor ” kitabında. Nevin en baştan beri kaybolmuş biridir. Sonuna doğru ne kadar üzülsem de ona yapacak bir şey yoktu. Kendisini aramaya çıkan, yine kendisinden başka biri değildi. Kendisini bulmayı arzu ettiği her yerden hayal kırıklığı ile vazgeçmek durumunda kaldı. Bu yolda durakladı da. Hayatına ikinci bur bahar olarak Cemal'ile bur hayat kurmaya çalışır lakin ne fayda...
Babasının gazetelere verdiği ilanı görünce içim burkuldu...
Sait Faik Abasıyanık'in kaleminden ortaya çıkan bu kısa roman, bize, dünün sorunların, bugünün sorunlarının birbirine nasıl benzediğini, günümüzde toplumdaki kadının bilhassa, toplum kaidelerine ters düşen bir bireyin, var olabilme mücadelesini anlatıyor. Son olarak arka kapağından bir alıntı eklemek isterim.
“Riyakarlık aşağılığın en son haddidir. Sahiden iyi insanlar, kötüler hakkında laf söylemezlerdi. (...) Riyayı kaldırırsanız mesele yoktur, kötüler hemen saflarına iyiyi alıverirler. Önemli olan kötülüğü iyilikle beraber ortadan kaldırmaktır. O zaman insanlık denilen şey kafasını kaldırır: 'Durun bakalım', der, 'biz de varız"
·
1 artı 1'leme
·92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.