Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bir başka ciddi değişim olur. Eski İslam düzeninde, yani İşlam Ortaçağları diyeceğimiz dönemde, ilk fetihlerden sonra İslam dünyasının az çok konsolide olduğu çağda, Orta Doğu'da, Anadolu'da, Kürdistan'da, İran'da, Mısır'da Hristiyanlarla Müslümanlar arasında iyi kötü bir denge, bir bir arada yaşama imkanı doğmuştu. Devlet teşkilatı ve ordu teşkilatı her zaman Müslümanların elindeydi. Fakat önemi azdı, hacmi küçüktü. Ulusal gelirden aldığı pay azdı. Buna karşılık şehirlerde tüccar olarak, sanatçı olarak, din adamı olarak, sarayların yanaşması ve idarecisi olarak, bürokrat olarak ciddi bir Hristiyan nüfus vardı. İyi kötü bir denge söz konusuydu. Devleti aşırı derecede büyüttüğün zaman, ekonomi üstü ve hukuk üstü bir güç haline getirdiğin zaman bu denge altüst olur. Çünkü devlet Müslümanların tekelindedir. Onların mesleği, onların işlevi ülke yönetmektir. Bu teşkilatın eline sınırsız yetkiler verirsen Hristiyanların nispi konumu ister istemez düşer. Çeşitli haksızlıklara, zulümlere, aciz kaldıkları durumlara uğrama ihtimalleri radikal olarak artar. Buna Hristiyan nüfusun verebileceği iki türlü tepki vardır. Birinci tepki, aman devir bunların devri, neme lazım deyip Müslüman olmaktır. Dolayısıyla Osmanlı döneminde daha önceki dönemde görülmemiş ölçüde güçlü bir Müslümanlaşma akımı görülür. Ve Osmanlı devletinin batmaya başladığı 18. yüzyıla kadar da bu trend devam eder. Sonuçta toplumdaki konumun yıldan yıla düşüyorsa ve düzelme ihtimali ufukta görünmüyorsa yapabileceğin bir mantıklı iş pipinin ucunu kestirip iki tane formül söyleyip din değiştirmektir. Diğer yöntem isyan etmek ya da dağlara çekilmektir. Bütün Anadolu coğrafyasında ve Balkan coğrafyasında Osmanlı yüzyılları boyunca Hristiyan nüfusun gitgide ulaşılmaz dağlara çekildiğini, gitgide devlet otoritesinden uzak, gerektiğinde kendini savunabileceği noktalara çekildiğini görürüz. 18. yüzyıla doğru ciddi isyanlar başlar, kafa tutmaya başlarlar. Çünkü bu arada başka bir şey olmuştur. Avrupa güçlenmiştir ve Avrupa devletleri kendi aralarında sürekli rekabet halinde oldukları için birbirlerinin önünü kesip, birbirlerinin ayağına çelme atıp Osmanlı devletinde de birtakım mevziler tutmak hevesindedirler. • Sonuçta basit bir insani tepki. Siz olsanız başka ne yapardınız ki? Orada size yardımcı olabilecek güçlü, cesur, üstelik de sizin dindaşınız olduğunu iddia eden devletler var. Gerçi hiçbir Rum ve hiçbir Ermeni Avrupalıların gerçek Hristiyan olduğuna inanmaz, itikatları bozuktur. Ama ne var ki kağıt üstünde hepsi Hristiyan. Üstelik güçlüler. Üstelik bizi kendi yurdumuzda Müslümanların zulmünden koruma potansiyelleri var. Siz olsanız sığınmaz mısınız?
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.