"Bir evlilik ömür boyu ama bir kavganın hırsı bir an kadar kısa sürer." (S.136) Gora, kadın kelimesinin vatanın asıl adı olduğunu düşündü. "O, Hindistan'ın kalbinin ta ortasında oturmaktadır. Onun hizmetçileriyiz biz. Memleketin felaketi ona sıçratılan hareketlerden doğmaktadır. Bu hareketler karşısında, erkek olduğumuzdan utanmalıyız." (S.362) Rabindranath Tagore 1913'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış bir yazar. Babası Hindu reform hareketi olan Brahmo Samaj'ın lideri. Kendisi ailenin 14. çocuğu ama evleri kültürel hayatın merkezinde yer alınca eğitimden uzak kalmamış ve kendini geliştirmiş bir isim. Zaten Gandhi ile yakın dostlar ama kendisi siyasetten uzak durmayı ve daha çok entelektüel hayatla ilgilenmeyi tercih etmiş. Gora çok uzun zamandır kitapligimda bulunan bir eserdi. Bazı kitapların nasibi az oluyor malesef. Oysa eski başbakanlarımızdan Bülent Ecevit 16 yaşındayken tanışıyor Tagore ile! O kadar seviyor ki İngilizce'den Türkçe'ye eserlerini çevirmekle kalmıyor bir de üzerine Sankritce öğreniyor. Rivayet odur ki bu dili sadece okuyacak düzeyde biliyordu. Tagore'un izinde Hindistan'a yolculuk yaptığı bir ziyarette kendisine fahri doktora unvanı veriliyor. Gora Adnan Cemgil çevirisi. Kitapta çok basit yazım hataları var. Sanki hiç elden geçirilmemiş gibi. Sayısı fazla olmadığı için beni rahatsız etmedi ama "bu da" yerine "buda" yazılmasına herkes tahammül edebilir mi bilemiyorum. Gelelim kitap ne anlatıyor kısmına. Gora, Hinduizm dinine bağlı bir genç. Fakat kitaptan anladığım kadarıyla dini bir ogretiden ziyade milliyetçi bir görüş etrafında toplanılıyor. Mutlak kuralları var ve bu kurallar için partileşmeden de cekinilmemis. Asıl hedef Hindistan'ı yüceltmek. Arkadaşı Binoy ile bu ülkü etrafında bir yaşantı sürerken Lolita ve Şuşarita adında iki kız, ki kızlarımız yazar gibi Brahmo Samaj dinine mensuplar, karşılarına çıkar ve hem dini düşüncelerini hem de yaşantilarini hem kizlar hem oğlanlar sorgulamaya başlarlar. Hakkını yememek lazım Gora gittigi yoldan herkesten daha emin ama kitabın sonundaki sürpriz ile Onun da dünyası epey sarsılıyor. Bu karşılıklı tartışmalar sırasında kadınlar, eğitim, adalet gibi konular üzerinde konuşulan kısımlar cidden çok zevkliydi. Fakat kitapta ne anlatıldığından çok nasıl anlatıldığı da önemlidir. Yazarın dili öyle basit ve olay kurgusu öyle sade ki (sanırım en fazla 10 tane isim geçiyordur) edebi anlamda çok fazla birşey beklememek gerekiyor. Hatta Nobel ödüllü bir yazar olduguna şaşırabilirsiniz. Tolstoy, Dostoyevski Nobel almamıştır fakat analizleri ile okuru çarpan üslupları vardır. Ecevit boşuna kitabi ilk gençliğinde okumamış:) 20 yıl kadar önce okusam beni de etkilerdi sanıyorum. Bu nedenle lise, üniversite çağı gençlerin daha zevk alacagi bir eser olduğunu düşünüyorum. Yine de MEB tarafından tavsiyeli 100 temel eseri okumak isteyenler elbette okuyabilirler. Herkese keyifli okumalar dilerim.

GoraRabindranath Tagore · Kapı Yayınları · 2013722 okunma

·

58 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.