(…)Cezaevinden tahliye olacağım gün, beni odasına çağırdı. Yüzü gülüyordu.
-Şimdi yeniden askere gidiyorsun, diye konuşmaya başladı. Ve devam etti:
-Devletin iki düşmanı vardır. Biri komünizm, öteki Siyonizm…her ikisi de aynı şeydir. İkisiyle de mücadele etmek gerekir.
Ben gülmemeye çalışıyorum. O anlatıyor:
-Sen iyi aile çocuğusun. Annen geliyor, görüyordum. Ailen asil aile…Ankara’nın yerlisiymişsin. İyi aile terbiyesi almışsın…Bundan sonra solculukla uğraşma. Yakışır mı efendim?
-Hadi güle güle…
İyi aile terbiyesi almış ve buna rağmen solculuğa bulaşmış asil aile çocuğu olarak, nizamiyeden çıkıyordum ki, yeniden bir gülme aldı.
“Dikkaaaat! 11-1 nöbetçisiyim, nöbetim esnasında vukuatım yoktur komutanım…Dikkaaaaaat!”