Yine üçüncü dünya ülkelerinde demokrasi, toplumun parçalarına tahammülü olarak algılanır; özgürlüğün, iktisadî başarının ve verimliliğin bir şartı olarak karşımıza çıkarken, yani geleneklerde bir demokratlaşmaya, değerlerde bir izafiyetçiliğe yol açarken; bazı İslâm ülkelerinde insan, "Homo İslamicus"un bir örnek hamuruna katılmak isteniyor. Farklı olma hakkı, en iyi şartlarda fakihlere benzer olmak mecburiyeti adına, insanların elinden alınıyor.