Şeyh Galib’in, “Güm güm öter âsmân sadâdan/Güm-geşte zemîn bu mâcerâdan” beytinde gök gürültüsü ilk mısrada “güm güm” kelimeleriyle taklit edildiği gibi ikinci mısraın ilk kelimesi olan ve “kaybolmuş” mânasına gelen “güm-geşte”nin ilk hecesi de gök gürültüsünü hatırlattığı için gizli ve sanatkârane yapılmış taklidî âhenge bir örnektir. Nâmık Kemal’in “Vatan Kasidesi”ndeki, “Hakk’a doğru duralım er kişi niyyetine!” mısraındaki “er” kelimesinin uzunca okunması, cenaze namazı kıldıran imamın sesini andırmaktadır. Yahya Kemal’in “Sessiz Gemi” şiiri de âhenkli ifadenin güzel bir örneğidir: “Artık demir almak günü gelmişse zamandan/Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan”. Burada şair bir geminin kalkışını, demir alışını aruz vezninin de yardımıyla okuyuculara derinden hissettirmektedir.