Yahudiler Üzeyr, Allah'ın oğlu!' dediler, hristiyanlar da 'Mesih (İsa) Allah'ın oğlu!' dediler. Bu, onların ağızlarıyla söyledikleri sözleri ki önceden küfredenlerin sözlerine benzetiyorlar! Allah kahredesiler nereden saptırılıyorlar? Hahamlarını, papazlarını Allah'tan başka rabler edindiler, Meryem'in oğlu Mesih'i de! Halbuki hepsi ancak bir ilaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı, ki ilah yalnızca O'dur! Onların koştukları şirkten münezzehtir O! Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, Allah da razı olmuyor; ancak nurunu tamamlamayı diliyor, isterse kâfirler hoşlanmasınlar! (Tevbe/30-32)
Yukardaki ayetlerde görüleceği üzere, Allah Teâlâ, yahudilerin 'Üzeyr, Allah'ın oğlu!', hristiyanların da 'Mesih (İsa) Allah'ın oğlu!' demeleriyle, haham ve papazlarının koyduğu kanunları kabul etmekle onların şeriatlarını kabul etmelerini aynı konumda değerlendirmiştir. Her iki durum da, Allah'ı birlemeye (tevhid inancına) aykırı olup Allah'a şirk koşmaktır. Birincisi, itikat açısından, ikincisi de hakimiyet açısından şirktir. Allah'a, hakimiyet açısından şirk koşmakla, itikat açısından şirk koşmak arasında hiçbir fark yoktur; her ikisi de Allah'a şirk koşmak sayılır.