Okuduğum en nitelikli kitaplardan biri oldu.
Normalde 600-700 sayfada bir çok büyükçe terimle bile zar zor açıklanabilecek konuyu 50 sayfaya sığdırıp her yaşa uygun hale getirmek büyük bir yetenek, ustaca yazılmış.
Sürü psikolojisinin kişinin bakış açısına baskısını yani fikirleri kısıtlayıp kişileri tembelliğe ve çaba göstermemeye itip köleleştiren sistemi iliklerimize kadar hissettiriyor 
Samed Behrengi Kitapta çoğu kısımda vurgulanan cahil bakış açısı ve yarattığı zıt ve cesur karakter kara balık her ne kadar bir anarşist gibi görünse de o gelişime öncülük edecek cesur liderdir. Küçük Kara Balığın gözünü açan Salyangoz'u, süregelmiş fikirleri reddedip doğruları yaydığı için öldüren bir sürü işlenmiş. Çok tanıdık değil mi?
Kitapta gizli fikir olarak belirtilen her distopik olguyu şimdi ki toplumumuzda görebilmem çok acı.
Farklı düşündüğü için reddedilen bir balık,
Kötü göründüğü için öldürülmesi gerektiği düşünelen balık,
Cahil kurbağalar,
Kurbağaların cahilce fikirlerine dayanamayıp onları yiyerek cezalandıran ama aslında balığı yemek için rol yapan yengeç,
Sadece balığa bir kılıç vererek onu destekleyen kertenkele,
Tek yavrusu için onlarca balığı kesesine alıp öldüren pelikanı cezalandırıp öldüren kara balık,
Balıkçıl'ın karnına düşünce bir başka balığı kurtarmak uğruna kendini feda eden yine kara balık.
Ve sonunda yaşlı büyükdede, küçük balıklara anlattığı bu masalı sonlandırıyor. Dinleyen on iki bin küçük balıktan on bir bin dokuz yüz doksan dokuzu uykuya gidip uyuyor ama aralarından küçük kırmızı balık'ı uyku tutmuyor, tüm gece denizi düşünüp duruyor.
İşte ders çıkarılması gereken o öncü kitap.
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.