Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kırk Gün
Cenâb-ı Hakk'a vuslatta sınır yoktur. Hidâyet nasîb olmazsa kişiye, Nuh (as)'ın ömrü kadar ömrü de olsa nâil olamaz vuslata. Hayatında bir gün namazı ve orucu olmadığı halde Kelime-i Tevhid'le Cennet ve Cemâl'e eren şehid çoban Yesâr gibiler de, bir anda erer Hakk Teâlâ'nın lütfuna. Hacı Bayram-ı Velî'nin kapısına gelen Akşemseddin Veli gibi. "Sultanım! Ne tez yetişti bu köse" diyenlere, "Siz, emirlerim hususunda yorum yaptınız, o ise külliyyen teslim oldu" der. Es'ad-ı Erbilî (ks) ders aldığı gün hilâfete, beş sene sonra da, Kutb-ı Azam olma şerefine mazhar olur. Pîr-i Âzam'ın iki dakikalık teveccühüyle, menzîl-i maksûda erer Sâmî Ramazanoğlu (ks). Dedem Şeyh Mustafa Hulûsi (ks) enfiye kutusunun her bir defada çevrilmesiyle, letâiflerini geçe- rek seyr ü sülükünü tamamlar. Yedi kutb-ı cihânın bizzat gözetiminde olan Hacı Hasan Efendi (ks) on dört yaşında basîrete (gönül gözlerinin açılmasına), otuz beş yaşında kırklara, elli yaşlarında ğavsiyyet makâmına ve kutbiyyet sırrına erer. Peygamberân-ı İzâm'a baktığımızda görürüz bu seyrin şekillerini.
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.