Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Yunan çekilişi bir hafta sürdü. Türkler, Yunanlilar bütün Bati Anadolu'yu kan ve atese bulamadan önlerine geçebilmek için şehre doğru hizla ilerliyorlardi. Türk süvarisi, düşmanı çok yakından izlemekteydi, fakat yayla ile deniz arasında üç yüz kilometre uzunluğundaki dönemeçli yollara yayılmış olan piyade kuvveti, ancak kağnılara ve mekkârelere ayak uydurarak yol alabiliyordu. Ordunun ana bölümü üç günde yüz elli kilometreden fazla ilerlemeyi başarmış, ama yine de düşmanı yakalayamamıştı. Yol üzerindeki şehirlerden çoğu zaten yanmış, yıkılmış haldeydi. Uşak'ın üçte biri yok olmuş, Alaşehir'den dağın yamacında bir yara gibi, yanık bir çukurdan başka bir sey kalmamıştı. Tarihi Manisa'nın on sekiz bin yapısından, sadece beş yüzü ayak- ta duruyordu. Yunan askerleri, özellikle Anadolu asıllı olanlar, aldıkları emre uyarak Hristiyan aileleri de yerlerinden edip götürüyor, arkadan gelen Türklerin eline tek bir sağlam dam bırakmamak için evlerini ateşe veriyor, böylece hem kendilerinin, hem de önceki kuşakların Osmanlı yönetiminden gördükleri baskının hincını çıkarmak istiyorlardı. İzmirle Aydın arasındaki tren yolunu tahrip ettiler. Yakma, yıkma, yağma, ırza geçme, ne varsa hepsini yaptilar, katliama kadar, Rumbold, izmir konsolosundan aldığı bir rapora dayanarak, Lord Curzon'a, " Birbirlerini bile parçalayacaklar," diye yazdı. Bu, "insanı tiksindiren bir barbarlık ve canavarlık rekoru""ydu. Hani Türklere barbar denirdi? Yunanlılar bütün barbarlık ölçülerini aşmışlardı. Türklerin geçtikleri vadinin havası, yanıp kavrulmuş cesetler ve hayvan lesleriyle, açıktaki ölülerden yükselen kokularla insana öğürtü veriyirdu...
Sayfa 377 - Altın KitaplarKitabı okuyor
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.