HELENA: Bay Alquist, gerçekten inançlı biri misiniz siz?
ALQUIST: Bilmem, emin değilim pek
HELENA: Yine de dua ediyorsunuz?
ALQUIST: Kukumav kuşu gibi düşünmekten iyidir
HELENA: Bu da sizin için yeterli, öyle mi?
ALQUIST: Yetmek zorunda
HELENA: Fakat ya insan ırkınin yaklaşan mahvını gördüğünüze inansaydınız?
ALQUIST: Görüyorum zaten
HELENA: Ne yani insanoğlu yok mu olacak?
ALQUIST: Olmazsa eğer, tuğla örerim gene, dua ederim bir
mucize olsun diye. Dahası Hanımefendi, bunu yapamazsınız.
HELENA: Neyi, insanları kurtaramam mı?
ALQUIST: Sükunet ve selamet istiyorsanız.
HELENA: Alquist, bu zalimlik derecesinde faziletli bir sey.
ama...
ALQUIST: Ama?
HELENA: Geri kalanlarımız için, dünya için, kısır..
ALQUIST: Kısırlık Bayan Helena, insan ırkının görüp göreceği son kolaylık olmaya başladı.
HELENA: Neden? Söyle bana Alquist neden?
ALQUIST: Işte?
HELENA: (usulca) Kadınlar çocuk doğurmayı neden kesti?
ALQUIST: Çünkü lazım değil. Çünkü cennetteyiz artık,
anlyor musunuz?
HELENA: Anlamıyorum
ALQUIST: Artık insan emeğine ihtiyaç yok da ondan, artık
acıya ihtiyaç kalmadı da ondan, hiçbir şeye ihtiyaç kalmadı, eğlenceden, keyiften başka — ah lanetli cennet bu! Helena, insanlara daha yeryüzündeyken cenneti vermekten kötü birsey olamaz.