DOMIN: (kendisiyle yüzleşir) Belki de biz yüz yl önce öldürüldük de şimdi ondan korkuyoruz; belki çoktan ölüyüz de bir zamanlar neydik diye anlatmak için dönmüşüz, hayaletten başka bir şsey değiliz. Bütün bu olan biten
sanki daha önce yaşamış gibiyim; sanki şuramdan, boğazımdan ölümcül bir yara almışım. Sen de Fabry.
FABRY: Nolmuş bana?
DOMiN: Sen de vuruldun
HALLEMEIER: Tanrım! Ya ben?
DOMİN: Bıçaklayıp doğradılar seni
DR. GALL: Bana bir sey yapmadılar mı?
DOMİN: Parçaladılar seni
(sessizlik)
HALLEMEIER: Saçmalık bu! Ha ha ha, kimse beni bıçaklayamaz. Asla teslim olmam ben!
(sessizlik)
HALLEMEIER: Ne oldu, sesiniz soluğunuz niye kesildi, aptallar? Diliniz mi tutuldu? Konuşsanıza!
ALQUIST: Peki kim suçlu? Bütün bu olan bitenden kim sorumlu? Ha, kimin suçu bu?
HALLEMEIER: Saçmalama. Kimseyi suçlayamayız.
Robotlardan başka. Değiştiler çünkü, bir sey oldu değistiler. Robotları suçlayan yok mu?
ALQUIST: Her şey öldürüldü. Bütün insanlık! Bütün dünya!
(ayağa kalkar) Bakın, ah bakın şuraya, her tarafta kan
ırmakları, her esikten dişarı kan fışkırıyor! Her evden
akan kan! Tanrım, Tanrım! Kimin suçu bu?