Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kâzım Karabekir'e göre İsmet Bey kötümserdir ve şöyle dert yanar: — Her şey mahvoldu. Vaktiyle gördüğüm gibi sürüklediler ve bitirdiler. Derdim ki, batıracaklar ve hayatımızla biz didişeceğiz. Benim hiç ümidim kalmadı. Ben kararımı sana söyleyeyim mi? Askerlikten istifa edelim. Köylü olalım Kâzım... Karabekir itiraz eder: — Sen ne söylüyorsun İsmet? Zannediyor musun ki bizi yaşatacaklar? Ermeniler, Rumlar Şarktan Garptan Türk'ü boğacaklardır. Bırak ki benim bir tarla alacak bile param yok. Ayaklar altında zelilâne ölmektense, milletimizin bu kadar senelik yediğimiz ekmeğini namuskârane ölerek ödemek daha çok yakışmaz mı? Fakat İsmet Bey'i, şartlar çok yönlü olarak düşündürür: — Sen vaziyeti henüz bilmiyorsun Kâzım. Ordularımız mahvoldu. Boğazlara İtilaf Devletleri hâkim. Bütün cenup hudutları açık bir halde. Asıl felaket bizim içimizde Kâzım. Tasfiye yapacaklar, tasfiye! Anlıyor musun? Harpte kazandığın paşalığı alacaklar. Bir, belki de iki rütbe kaybedeceksin. Artık bize her şey düşman. — İsmet, ben kararımı vermiş bulunuyorum. Bütün bu gemileri vaktiyle Çanakkale'den içeri sokmamıştık. Gözümde bostan korkuluğu gibi duruyorlar. Biz ölümü göze alınca hepsini gene dışarı atarız. Tek bile kalsam, tek dağbaşı bile kalsa uğraşmak. Silahımı, üniformamı kimseye vermeyeceğim...
Sayfa 344Kitabı okudu
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.