o günler geçip gitti
o bedenin gizleri içinde kaybolunan günler
mavi damarların güzelliğiyle
çekingen tanışma günleri
bir el, bir dal çiçekle
duvarın ardından uzanırdı
öteki ele
ve küçük mürekkep lekeleri
bu kıvranan, ürkek, kaygılı elin üzerinde
ve aşk
utangaç bir selamla kendini anlatırdı
sıcak, dumanlı öğle saatlerinde
biz sokağın tozunda aşkımızı okurduk
biz, güneğiklerin saf diline
aşinaydık
kalplerimizi masum sevgiler bahçesine götürür
ağaçlara ödünç verirdik
ve top
buse sözleriyle dolaşırdı
elden ele
ve aşktı, o tanımlanamaz duygu
holün karanlığında bizi ansızın kuşatan
yakıcı nefeslerin, hızlı kalp atışlarının, kaçak gülüşlerin
arasından
bizi kendine çekip sürükleyen
o günler geçip gitti
o günler, güneşte kuruyan otlar gibi
kuruyup soldular güneşin altında
ve yitip gittiler akasya kokularından başı dönen sokaklar
dönüşü olmayan yolların hay huyunda
kayboldular
ve yanaklarını
sardunya yapraklarıyla al al eden o kız ah!
şimdi yalnız bir kadın
şimdi yalnız bir kadın