Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İşte bu nedenle içimdeki bir dürtü beni harekete geçirdi. Anne ve babam ile hocalarımı taklit yoluyla bana sunulmaya çalışılan inançların temelinde ne var, nereye varıp dayanıyor, diye bir çaba sarf etmem gerektiği inancını bende oluşturdu. Böylece kendilerinden taklide dayalı olarak öğrendiğim bu inançlar arasında gerçeğin ne olup olmadığını ayırt etme gereğini duydum. Bu işin başında telkinlerin etkisinin var olduğunun farkına vardım. Bunlar arasında neyin Hak ve neyin de batıl olabileceği konusunda gerçeği ayırt edebilme noktasında birçok ihtilafların, farklılıkların var olduğunu gördüm. Bu andan itibaren ben, kendi kendime söz vererek dedim ki: “Öncelikli olarak bilmem gereken husus, şu eşyanın hakikatinin ne olduğunu öğrenmemdir. O halde ilim/bilgi denen şeyin gerçekte temeli nedir, bir hakikat olarak nereye varıp dayanır? Bu çabalarımın neticesinde anladım ki Kesin Bilgi (Yakini manada ilim); bilinen, bildiğimizi sandığımız şeylerden hareketle, o şeyleri hiçbir kuşkuya yer vermeyecek derecede açık seçik olarak ortaya koymaktan ibaret olması, herhangi bir yanılgıya, bir vehme de yer bırakmaması gerekir. Bunu gördüm. Ancak tüm bu bilgileri elde edebilme, akıl ile sağlanabilme hususu da sözkonusu değildir. Aksine hata etmeme ve yanılgıya düşmeme meselesi, öyle bir kesin bilgi edinmeyi gerektirir ki, eğer örneğin bir taşı altına, bir sopayı da yılana dönüştürebileceğini savunan bir şaklaban veya hokkabaz çıkıp da bilginin bir gerçeğe dayanmadığını asılsız şeyler olduğunu iddia edecek olsa bile, hiçbir kimse edinmiş olduğu bilgisinden herhangi bir kuşkuya ve şüpheye yer bırakmamalı, bir inkâra da kalkışmamalıdır. Doğrusu ben, on sayısının üç sayısından daha çok (büyük) olduğunu öğrendikten sonra, biri çıkıp bana: “Hayır, öyle değil, aksine üç sayısı, on sayısından daha çoktur” diye söylese, bunu söylerken de kanıt olarak: “Ben, bu sopayı yılana dönüştürebilirim” iddiasında bulunsa ben, gerçekten o şahsın böyle bir şeyi başardığını da gözlerimle görebilsem yine de ben, kendi müşahedelerime dayanarak edinmiş olduğum bilgi konusunda hiçbir kuşkuya asla düşmem. Tek yapacağım şey, benim onun bu işi nasıl başardığı konusunda hayrete kapılmam böyle bir şeyi ne yaptı da başardı demem olur. Ama bunların hiçbirisi benim bilgim konusunda edindiklerimden şüpheye kapılmayı asla gerektirmez. Böyle bir şüpheye de asla düşmem.
·
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.