Gödel teoremine uygun bir düşünce. Geçmişte Pisagorcular ve onlardan eğitim alan Platon matematiği çok yüceltmiş. Haklılar da, çünkü çok işlevsel. Epeyce uzun süredir de doğayı anlamaya çalışma eylemi fizik bilimiyle yapılıyor. Fiziğin ana dili de matematik. Doğaya bir sanat gözüyle bakınca bile polihedra, fraktal geometri, fibonacci, altın oran gibi kavramlarla yolumuz matematiğe düşüyor. Aslında doğanın bir sayısallığının olduğu yadsınamaz ancak matematik gerçekten de bu sayısallığı anlamak üzerine insan zihninin bir kurgusu. Sorunlu nokta şu ki "algılarımız üzerine" kurgulanmış bir dil. Bilimde bazı varsayımları doğru kabul edip matematikten yararlanarak fizik problemlerini çözüyoruz ancak bu varsayımlar en geniş evren ölçeğinde geçerli mi? Sonuçta bu dil evrenin değil, bizim zihnimizin seçtiği soyut bir dil. Gözlemleyebildiğimiz evrende, doğada, deneyler ve matematik çok işimize yarıyor fakat belirsizlik ilkesini de hesaba katınca doğanın sayısallığına rağmen bu iyi kurgulanmış dilin sustuğu yerler olabilir.