“ ‘Ben süslü konuşamam Emma,’ diye devam etti az sonra inandırıcı bir samimiyet, kararlılık ve sevecenlik içinde. ‘Seni daha az sevseydim daha çok konuşabilirdim. Ama ne olduğumu biliyorsun. Benden sadece gerçeği duyarsın. Seni suçladım, sana ders verdim, sen de buna İngiltere’deki hiçbir kadının katlanamayacağı gibi katlandın. Onlara katlandığın gibi şimdi sana söyleyeceğim gerçeklere de katlan sevgili Emma. Söyleme tarzım pek cazibeli olmayabilir. Tanrı biliyor ya, aşk konusunda hep kayıtsız kaldım. Ama sen beni anlıyorsun. Evet,bak,sen duygularımı anlıyorsun ve elinden gelse duygularıma karşılık verirsin. Şu an sadece sesini duymak, bir kez olsun duymak istiyorum.’ “