Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Son olarak şu nokta vurgulanmalıdır ki, Türk seküler düşünürleri Galileo hadisesini orada, bizden uzakta yaşanmış bir olay olarak görmemiş, onun bugün de farklı aktörlerce tekrar tekrar yaşandığını düşünmüşlerdir. Onlara göre Atatürk ve onun takipçileri, karanlığa karşı aydınlığın, yani bilimin yanında yer almaktadırlar ve almalıdırlar. Karanlık ise varlığını sürdürmek için dogmalara, dinlere ihtiyaç duymaktadır. Sınırların bu denli net olduğu bu dünya tasavvurunda, Abdullah Cevdet'in de belirttiği gibi bilimin yanında yer alma, bir tercih olmaktan çıkmış, modern dünyada varlığını korumak isteyenler için bir mecburiyet halini almıştır. Sonuç olarak Türkler, Galileo'yu Voltaire, Draper ve White'ın sunduğu gibi dine karşı mücadele etmiş bir figür olarak tasvir etmekle kalmamış, ona Türkiye özelinde yeni sembolik anlamlar yükleyip, onu Türk toplumunu sekülerleştirme yolunda görevlendirmişlerdir.
Sayfa 134Kitabı okudu
·
332 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.