Bu kitabı ilk kez okuduğumda ortaokulda, 6. sınıftaydım. O zamanlar neredeyse hiçbir şey bilmesem de Emir ve Hasan arasındaki ilişki beni çok derinden etkilemişti ve ta o zaman en sevdiğim kitaplar arasında olacağına emin olmuştum. Yakın bir tarihte tekrar okuduğumda Taliban’ın varlığını daha net biliyordum. Afganistan’ın
Uçurtma Avcısı coğrafi konumu ve çektiği sıkıntılar hakkında daha bir fikir sahibiydim ve kitapta da değinildiği üzere toplum yapısı hakkında daha detaylı şeyler biliyordum. Bu nedenle kitabın üzerimdeki etkisi daha yoğun oldu. Hasan kalbimin ortasında olsa da Emir’i de anlamak ve çektiği acıları hissedebilmek bu karaktere olan ilgimi arttırdı. Emir çok gerçek bir karakter. Yanlışlarıyla, çektiği sıkıntılarla, yaşadığı pişmanlıklarla çok gerçek bir karakter. Ama Emir’i belki de bu kadar sevmemin sebebi “korkması”. Emir korkan bir karakterdi. Geçmişiyle yüzleşmekten ve ileriye doğru adım atmaktan.
Khaled Hosseini’nin özgeçmişine biraz baktığımda onun da tıp mezunu olduğunu ve Amerika’ya göç ettiğini gördüm. Bu biraz Emir’in yazardan bir parça taşıdığını hissettirdi.