Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

O halde, açık ki, Parmenides'in sözkonusu şiirde bahsettiği, küre şeklinde -yani mükemmel- biricik bir "va­rolan" dır. Böylesi tek bir varolan düşüncesi, üstelik bu varolan bir de mükemmelse, akıllara derhal <tek> "Tanrı"yı getirir. Gerçekten de, Parmenides'in Yunan düşüncesinde "tanrı" kavrayışına ilişkin getirdiği yeni­lik, yahut yaptığı katkı, dikkate değer olsa gerektir. Eski Yunan'da "Tanrı" ya da "tanrılar" dendiğinde, üs­telik bir de kronoloji gözetilecekse, akla gelmesi gereken iki kişiden biri Homeros ise, diğeri de Hesiodos'tur. Theogonia ya da Türkçesiyle Tanrıların Doğuşu adlı eserinde Eski Yunan'ın "tanrılar"ının bir şeceresini çıkaran Hesio­dos, bu konudaki en önemli kaynak konumundadır. Ho­meros'un eserinde dağınık bir biçimde bulabildiğimiz Yunan "tanrılar"ının derli toplu halini Hesiodos'un Theogonia'sında buluruz. Theogonia'da, kendisine ilham peri­leri olan musalardan gelen bilgiyi aktarma sorumlulu­ğunu yerine getirdiğini iddia eden Hesiodos, eserde -meşhurdur ki- her şeyin başlangıcını Khaos'a götürür. Öte yandan, her şeyin başlangıcı olan Khaos, ebedi olma­dığı gibi, ezeli de değildir. Wemer Jaeger'in de dikkat çektiği üzere, Hesiodos, yaygın kanının aksine "önce Khaos vardı" demez, "önce Khaos oluştu" der. Bu ayrım çok önemlidir. Zira Eski Yunan felsefesinin çözümünü arayacağı temel so­run, Hesiodos'un bu kritik hatasından kaynaklanmakta­dır. Nitekim oluşan ve bozulan, yani başlangıcı ve sonu olan herhangi bir şeyin kendisi her şeyin başlangıcı ola­maz. Her şeyin başlangıcı olmaya namzet olan, her şey­den önce, ezeli bir şey olmalıdır ki, kendisinin de bir baş­langıcı olmasın. İşte bu ezeli başlangıcı (arkhe) arama et­kinliğidir, felsefeyi ortaya çıkaran.
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.