Beni ölü yıkayıcıların eline bıraktın. Hortumlarla yıkadılar beni sen uyurken.
Saçlarım ıslak kaldı "nasıl olsa artık hastalanmayacak" dediler.
Tabuta koydular ve gittiler. Sırtım tahtalara battı da şöyle güneşe doğru çeviremedim kendimi.
Bilirsin ben güneşi çok severdim.