Gönderi

680 syf.
·
Not rated
·
Read in 70 days
Öyle pek bir derdim yok, sıradan ve ortalama bir insanın sahip olabileceği tüm günlük kaygılara sahibim, zaman zaman gelecekten endişelenirim, ölüme karşı hissizim, yaşamdan da bir şey anlamam; çok bunaldığımda, kafamın içinde birbiriyle tutarsız ve neden orada olduğunu bilmediğim düşüncelerin peşinden koşacak gücüm kalmadığında oturup yazmak isterim ama tek kelime edemem, ‘ben buna bir şeyler yazarım’ düşüncesiyle aldığım defterlerimi çiziksiz tertemiz tutarım çekmecelerde, en son hepsinden vazgeçip bir kitap alırım elime. Kitap fuarından sadece kapak tasarımına dayanarak aldığım bir kitabın benim içimi bana açacağını, içimde biriken tüm kelimeler elimdeki sayfalardan birer birer akarken kalbimin hızla çarpacağını, yazarın kaleminden çıkanları kendim yazmışım zannedecek kadar sahipleneceğimi, zaman zaman ‘bunu nasıl yazdın?’ diye isyan edip gözlerimin dolacağını bilemezdim. Anlamak çok büyük bir kelime, düşünmeye başladığım yerle varacağım yer arası sonsuz bir uçurum. Varmak da, uçurumdan sağ çıkmak da mümkün değil. Pessoa elinizden tutuyor, tüm umutsuzluğuyla sizi uçurumun etrafında dolaştırıyor, ayaklarınızı uçurumdan sallayarak kavrayamayacağınız derinliğiyle yüzleşmenizi istiyor. Kitabı kitaplığımda sırt yazısı görünmeyecek şekilde ters çevirdim. Göz göze gelmezsek iyi olacak gibi.
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 202110.6k okunma
·
66 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.