Fikir, dünyanın en paradoksal şeyidir. Beden fikirlere fetişmişçesine bağlanır. İçinde bir fikir barındıran beden büyüleyicidir. Sıradan bir tokat, şeref, ceza ve sair fikirlerle ölümcül bir etki yaratabilir. Bununla birlikte fikirler, en güçlü oldukları konumda asla çok uzun süre kalamaz; havayla temaslarında sürekli olarak farklı ancak biçimsiz şekillere giren maddelere benzerler. Bunu birçok defa tecrübe etmişsindir. Çünkü fikir dediğin aslında sensindir, senin belli şartlardaki halindir. Bir şeyler sana nefesini üfler ve tellerin tıngırtısının ardından notanın gelişi gibi bir şey olur: Karşına sesin yansımasına benzeyen bir serap çıkar sanki; ruhunun karmaşasından sonsuz bir hat biçimlenmiştir ve dünyanın tüm güzellikleri bu hattın üzerinde duruyor gibidir. Çoğu zaman bir tanecik fikrin etkisidir bu. Ama bir müddet sonra o fikir, daha önce sahip olduğun tüm diğer fikirlere benzemeye başlar, onlara tabi olur; görüşlerinin ve mizacının, prensiplerinin veya ruh hallerinin bir parçasına dönüşür; artık kanatlarını yitirmiş, esrarengiz bir sabitlik kazanmıştır.