Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Suratımda her suç bir ayrı imza, Benmişim kendime en büyük ceza! Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme! Acı, hapsettiğin sefil gölgeme! Kendini “kirlenmiş” buluyor şair. Kendine “kötülük” ettiğini fark ediyor, bunların peşini bırakmadığını, vicdanının kendini yargıladığını “Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme! ” dizelerinden anlıyoruz. “Ruh-beden” ikilemini öne çıkararak vicdanından merhamet diliyor. Nur topu günlerin kanına girdim. Kutsi emaneti yedim, bitirdim. Doğmaz güneşlere bağlandı vade; Dişlerinde, köpek nefsin, irade. Cenab-ı Hakkın insana bahşettiği günleri, ömrünü, boşa harcadığını; her şeye tamah eden nefsinin arzularına uyup “büyük bir hayat”, “adanmış bir hayat” yaşamaktan geri durup günübirlik yaşadığını fark ediyor ve pişmanlık duyuyor. Bir iş, bir araba, bir ordu nasıl yönetilirse insan da zamanı, “ömrünü” planlamalı ve iradesiyle yönlendirmelidir. Günah, günah, hasad yerinde demet; Merhamet, suçumdan aşkın merhamet! Olur mu, dünyaya indirsem kepenk: Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk? Yıllarca hep günah “demet demet günah hasat eden” şair, Allah'tan “günahlarından daha büyük bir merhamet” diliyor. Dünyaya gözlerini kapatıp af dilese, dünyayı sularla kaplayan Nuh tufanı kadar gözyaşı döksem affedilir miyim, diye düşünüyor. Yaşadığı büyük bir pişmanlıktır. Bu dizelerde duygularını anlatabilmek için mübalağa sanatından yararlanıyor. Çıkamam, aynalar, aynalar zindan. Bakamam, aynada, aynada vicdan; Beni beklemeyin, o bir hevesti; Gelemem, aynalar yolumu kesti. Aynalar “onun” günahlarıyla doludur. Günah “kara”dır. Bu karalıktan aynalar “bir zindan”a dönüşmüştür. Hiç kimse bilmese bile aynalar bilmektedir, her işinde aynalara yakalanmakta ve acı duymaktadır. Artık “aynalar” onu günlük, sıradan ve onaylamadığı şeylerden alıkoymaktadır.
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.