Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

...Bernard de Mandeville'in The Fable of the Bees or Privat Vices Make Public Benefits (Arılar Efsanesi ya da Genel Refahı Yapan Kişisel Erdemsizliklerdir) başlıklı son derece ilgi çekici bir kitapçığından alıyoruz. Bu yazı, o zamanlar, akla inanan ve ahlak düşüncelerine son derece duygulu olan 18. yüzyılda kuvvetli bir etki ve heyecan uyandırmıştır. Kitapçık (insan toplumunun simgesi) bir arı kovanını tasvir etmektedir: Arı kovanının tüm yaşamı en parlak çağını sürmektedir; ticaret ve sanayi, sanatlar ve bilim serpilip gelişmektedir. Ama yakından bakıldığında, ahlak gözüyle bakıldığında, bu yükselmenin nedenleri erdemler değil de, daha çok kötü huylardır. Yükselme tutkusu, açgözlülük ile çekememezlik, tat alma düşkünlüğü ile kendini beğenmişlik, bir de pek incelmiş bir lüks -işte bunlar, arı kovanındaki yükselmenin nedenleridir. Demek oluyor ki, her yanda ahlaksızlık işbaşındadır. Gerginlik dolu bir yaşayış; ama birbirine karşı ortaya çıkan kuvvetler, işte herkesin pay aldığı bu ulusal refahın bütünlüğünde bir rol oynamaktadır. Sonra, yıkım gelip çatar. Arılardan biri, (kendisi de kötüye kullanma ile zengin olmuş olan arılardan biri), "Ülke, ahlaksızlığı yüzünden bozulmaya gidiyor!" diye haykırır. Bu haykırış, her yana yayılır; genel bir hoşnutsuzluk baş gösterir; herkesler şunu ister: keşke ahlakımız olsa! Bu nankörlükten dolayı, Jüpiter öfkelenir; dileği yerine getirerek o zamana dek öylesine zengin serpilip yükselmiş olan arı kovanını cezalandırır: Jüpiter bir çırpıda, bütün arıları, her çeşit alçaklıktan kurtarıp her birinin yüreğini katkısız dürüstlükle doldurur. Sonuçlar tüyler ürperticidir. Mahkemeler ıssızlıktan çöle döner, yargıçlar ekmeksiz kalır, papazlara gerek duyulmaz; sayısız devlet memuru işinden olur. Yalnızca gerekli olan meydana getirilir; herkes azla yetindiği ve tutumlu olduğu için de pek az şey gereklidir. Her yanda işsizlik! Lüksle birlikte sanatlar da en aza iner. Artık hiçbir yükselme tutkusu, hiçbir ün salma tutkusu, çekememezlik ve kendini beğenmişlik olmadığı için, her çeşit çaba, ayrıca, her çeşit kurup biçimlendirme isteği uykuya dalıp gider. Ama sonuçlar, en çok arı kovanının dış durumu için kötü olur; yönetenlerin barışçılığıyla iyiliği, düşmanlara karşı savaşa hazırlanmaya engel olur. Yokluk, umursamazlık, nüfus azalması, düşmanların yurda girmesi: işte son budur! Arıların bütün bu başa gelenlerden sonra arda kalan küçük kısmı bir ağaç kovuğuna sığınır; yoksullaşmış, güçsüz düşmüştür -artık kitapta ironik olarak dendiği gibi- ahlaklılıktan ötürü ('honesty' [dürüstlük] ile) mutluluğa kavuşulmuştur.
·
181 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.