Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Atatürk Müslüman Değil miydi?
Atatürk'ün cenaze namazı 19 Kasım 1938 günü Dolmabahçe Sarayı'nda gizli saklı kılınmıştır. Niyet "Allah için namaza, meyyit için duaya..." şeklinde Hafız Yaşar Okur tarafından getirilmiş (nedense niyet metninde yer alan "Resulullah için salavata" kısmını atlamıştır; ben demiyorum, hatıralarında kendisi söylüyor), iftitah tekbirini ise Şerefeddin Yaltkaya "Allahu Ekber" yerine "Tanrı Uludur" diye almıştır. Sonuçta ufak bir grup kılmıştır cenaze namazını, lakin namaz sahnesinin bir tek kare dahi fotoğrafının çekilmesine izin verilmemiştir. Nedendir bu gizlilik peki? Ve nedendir her Müslüman gibi Atatürk'ün de cenazesinin camiden kaldırılmasına karşı çıkma, törende hiçbir dinî sembole yer vermeme konusundaki bu israrı? Atatürk'ün cenaze törenini 'dinsiz', yani dinî unsurlara yer vermeden icra ettirenler, acaba kendi cenaze törenlerinde nasıl davrandılar? İnsan merak ediyor değil mi? Atatürk döneminin vazgeçilmez Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak Eyüpsultan'daki son yolculuğuna tekbirlerle ve hatta tarikatdaşlarının zikirleriyle uğurlanmıştı (Nisan 1950). 1937-1938'in başbakanı Celal Bayar tam bir Müslüman'a yakışır törenle doğduğu köy olan Umurbey'de toprağa verilmişti (1986). Keza Atatürk döneminin başbakanı Cumhurbaşkanı İnönü'nün cenazesi de tam bir Müslüman cenazesi gibi kaldırılmıştı (1973). Hemde çok ilginç ayrıntılarla bezeli bir cenazedir onun kisi. Anlatmam lazım mutlaka. CHP'liler kadar CHP'li olmayanların da bilmesi gereken bu derin ayrıntıları 29 Aralık 1973 tarihli Hürriyet gazetesinden beraberce okuyalım: Kurtuluş Savaşı kahramanı İsmet İnönü'nün ruhunu taziz için Kurban Bayramı'ndan bir gün önce (3 Ocak Perşembe günü) mevlit okutturulacağı, aile yakınlarından biri tarafından ifade edilmiştir. İnönü'nün [cenazesinin] yıkanması işlemi, Pembe Köşk'teki banyoda ve Ankara Müftüsü'nün nezaretinde yapılmıştır. Yıkama işlemini tamamlayan iki imama aile yakınlarından biri yardım etmiş, bu sırada iki oğlu (Ömer ile Erdal) babalarının vücuduna birer tas su dökmüşlerdir. Yıkama işlemi bittikten sonra, vefatından sonra alınmış bir kefene sarılmak istenince, eşi Mevhibe İnönü müdahale etmiş ve kendi sandığından çıkardığı "Hasa" denilen bir kumaştan yapılmış kefenin kullanılmasınıistemiştir. Hürriyet'teki haber şöyle devam ediyor: Bayan İnönü ayrıca, yine sandıktan çıkardığı, üzeri sim ile "Lailâhe illallah Muhammeden Resulullah" yazılı 1,5 karış eninde yeşil satenin, İnönü'nün göğsü üstüne konulmasını istemiştir. Burada dikkat çekmek istediğim, "Cumhuriyet'in ikinci kurucusu ("İkinci Adam") sayılan İsmet İnönü normal bir Müslüman gibi gömüldüğü halde, ilk kurucusu ("Tek Adam") neden bundan mahrum edilmiştir?" sorusudur. Peki arkadaşları İslâmiyet'in vecibelerine uygun bir şekilde defnedildikleri halde Atatürk'ün suçu, günahı neydi? "Beni bir Müslüman gibi gömmeyin" diye bir vasiyeti mi vardı yoksa bilmediğimiz?Varsa açıklasınlar da bilelim. Yoksa bu şekilde din-dışı bir törenle gömülmesinin de, Sovyetler Birliği Genel Sekreteri ölmüşçesine yapılan pür seküler mahiyetteki anma törenlerinin de mantıklı bir açıklaması olmalı değil midir? Hem sonra kız kardeşi Makbule Hanım'ın 1953 yılında naaşının Anıtkabir'e taşınması esnasında açılan tabuta dua yazılı bir kağıt koyma isteği reddedilirken, Mevhibe Hanım'ın ki neden normal karşılanmıştır? Aradan tam 35 yıl mı geçti? Yani zamanla işler değişti diyorsanız.o zaman Atatürk 1938'de değil de, 1958'de ölse farklı şekilde gömülecekti mi demek istiyorsunuz? Bu arada 10 Kasım 1953'teki törende de, aynı tarihte açılanı Anıtkabir'de de herhangi bir dinî sembole yer verilmeyişi, Demokrat Partililerin de bu konuda CHP'lilerden pek farklı düşünmediklerini veya düşünemediklerini akla getiriyor.
Sayfa 54 - TimaşKitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·
113 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.