Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kumanda'n İsmet!
Kendi anlatımına göre İsmet Paşa, Mustafa Kemal'le 1916'daKafkas Cephesi'nde tanışmıştır. Kendisi 2. Ordu'nun kurmay başkanıyken başlarına Mustafa Kemal atanır. Ordunun durumunu sorarkendisine. İsmet Bey de 2 saat boyunca anlatır ve bir taarruz teklifinde bulunur. Mustafa Kemal de bayılır bu teklife. İnönü'ye göreAtatürk'ün kendisine duyduğu güven ta oradan gelirmiş vs. Nitekim 10 Kasım 1965 tarihinde Cumhuriyet gazetesinden SaitTerzioğlu'na verdiği mülakatta şöyle demiştir: "Yeni kumandanımız Mustafa kâmal ile bir akşam karargâhta karşıladık. Kısa bir tanışmadan sonra hemen çalışmağa başladık.Ben Erkân-ı Harp Reisi [kurmay başkanı] olarak ordunun umumi durumunu anlattım. O hiç nefes almadan Erkân-ı Harp Reisi'nin(anlayın canım, İnönü'nün) genel durumunu inceliyordu. (...Görüşlerim, orduya verilmesi gereken yeni genel durumun teklifiile bitiyordu. (...) Bu konuşmamız iki saat kadar sürdü. Mustafa Kemal Pasa kısa bir konuşmadan sonra vaziyeti tamamiyle kavramış olduğunu söyleyerek ordu hakkındaki tekliflerimi aynivle kabul ettiğini bildirdi. Ve hemen tatbike geçilmek lâzım olduğunu ilâve etti. O zamana kadar ordu içinde ve İstanbul'la olan görüş farklarımızın birden ortadan kalkması ve hemen tatbika geçilmesinde yeni kumandana mübalağalı bir tesir yaptığım endişesi bende uyandı. Ve kendisine kesin kararını derhal vermemesini, ertesi günü beklememizi rica ettim. (...) Bundan sonra vazifesi gereği] münasebetlerimiz her gün aramızda daha güvenilir,daha samimi karakterini arttırarak devam etmiştir. Bu satırlardan Atatürk'ü kendisinin yönlendirdiğini, hatta o kadar ki, onu aşırı yönlendirdiği için endişeye kapıldığını öğreniyoruz İnönü'nün. Bu 'korumacı' tavrı, bütün hatıralarında görmek mümkün... Okuyan da Atatürk'ü koruyup kollayan ve adam eden odur zannedecek... İsmet'e dikkat! Gazeteci Sabiha Deren, Meydan dergisinde o tarihte henüz sağolan İnönü'ye, keza sağ olan eski Dışişleri Bakanı Tevfik Rüstü Aras'ın ağzından cevap verir. Aras, bir gün Atatürk'ün kendisine İnönü'yle tanıştıkları anı şöyle anlattığını aktarır (özetliyorum): "Tevfik Rüştü, diye başlıyor; ben İsmet'i ilkin Kafkas Cephesi'nde tanıdım. İzzet Paşa'nın yerine tayin edildiğim kumandanlığın Erkânı Harp Reisi [Kurmay Başkanı] idi. İşe başlar başlamaz onu karşıma aldım ve birliklerin kış için yerleşme planlarının ne olduğunu sordum. Planı İzzet Paşa ile birlikte hazırlamış olduklarını ilave ederek anlattı. 'Ben bu fikirde değilim' dedim. Hayret etmiş göründü. Anlattım fikrimi. Daha geri hatlara çekilmek lâzımdı.Düşmanın burnu dibinde mevzilenmenin büyük tehlikeleri olabilirdi. İsmet ısrar ediyordu. Belli ki plan İzzet Paşa'dan çok onun düşüncelerine tercümandı. Kararımı kat'i olarak tekrarladım.'Öyleyse yapacağımız bu değişikliği İstanbul'a bildirmek lazım dedi. 'Neden? [diye sordum] 'Sonra mesul olursunuz' diye de ikazetti. 'İsmet Bey' dedim, 'ben bu ordunun kumandanıyım, kararımı alır, tatbik ederim. Beğenmezse İstanbul bana sorar. Ama şimdi benim onlara soracak bir şeyim yok.' Anladı, selam verdi, çekildi. Yalnız kalınca ordunun yeni mevzilenme planı üzerinde çalışmaya koyuldu. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Kapıvuruldu. Baktım İsmet! 'Hayrola' dedim. Geldi, selam verdi ve: - Pasam, dedi; müsaade ederseniz yeni mevzilenme vaziyetimizi sizin fikrinize göre ben planlayayım. Güzel bir hareketti bu. Benim fikrimde değildi. Çok farklı düşünüyor, hatta benim dediğim yapılırsa felaket olabilir ve mesuliyet gelebilir diye endişe besliyordu. Ve bunlara rağmen kumandan emrini yerine getirmeye hazır olduğunu bildiriyordu. Bir askerdende bu beklenirdi. Biraz isteksiz, ama çaresiz 'hay hay' dedim. Gitti, o gece sabaha kadar çalıştığını gördüm. Yeni mevzilenme planı ertesi sabah masamın üzerindeydi, tetkik ettim Tevfik Rüştüve mükemmel olduğunu gördüm. Doğrusu kendi fikrimi ben bilebu derece mükemmel planlayamazdım. Atatürk bir an durmuş ve ilave etmiştir: - İsmet'e dikkat etmek lazım Tevfik Rüştü, zira o inanmadığını bile mükemmel surette planlar ve tatbik de eder. Bu uzun alıntıdan iki gerçek göz kırpıyor yakın tarihimize: 1) "İnönü tarihi" diye bir tarih vardır ve İsmet Paşa uzun iktidarı süresince Atatürk imajını da kendi konumuna uydurmustur. Roland Barthes'ın deyişiyle "tarihi ayarlamış"tır. 2) 'İnanmadığını bile mükemmelen yapabilir oluşu', tam bir tiyatrocu ustalığını gerektirir ve Harf Devrimi'nde olduğu gibi inanmadığı halde oyuna geç katılmasına rağmen o günden itibaren Arapharflerini bir daha kullanmamıştır. Hatta yakınları Osmanlıca notaldığını gördüğü Atatürk'e bile çıkıştığını anlatırlar. Üçüncü şıkkı hemen ilave edeyim: 'Neden İnönü üzerinde bu kadar ısrarla duruyorsunuz?' sorusunun sahiplerine sadece gülümseyerek mukabele ediyorum.
Sayfa 58 - TimaşKitabı okudu
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.