Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey... Ruhu şâd olsun!..
"Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet." 10 Nisan 1919'da idam edilen milli şehidimiz Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in son sözleri olmuştu. Vahdettin'in onayıyla idam edilen Kemal Bey'in geride kalan çocuklarına Atatürk'ün nasıl sahip çıktığını anlatalım. 1- İngilizler Ermeni komitacılara cesaret vermek ve onları kullanmaya devam etmek için Mondros Mütarekesi’nden hemen sonra Ermeni tehcirinin sorumlularının yargılanması konusunda faaliyete geçmişlerdi. İstanbul’daki İngiliz Amirali Webb, İngiltere Hükümetine gönderdiği telgrafta şöyle diyordu: “Ermenilere zulmeden herkesi cezalandırmak için Türkleri toptan idam etmeli. Cezalandırma işlemi, (...) ibret verici bir şekilde yargılayarak kişileri cezalandırma biçiminde olmalı.” 2 - Vahdettin ise, 24 Kasım 1918’te Daily Mail’e verdiği mülakatta Birinci Dünya Savaşı’na girmemizin hata olduğunu ve kendisinin tahtta olsa böyle bir şeye izin vermeyeceğini söyledikten sonra, Ermeni meselesine karışanlarının cezalandırılacağına dair İngiltere’ye söz vermiş ve şöyle demişti: “İngiltere’de öteden beri Türklere karşı var olan dostluk duyguları, savaş başladığı zaman hemen yok olmuş değildi. Ama Ermenilerin öldürülmeleri İngilizlerin Türkiye’ye karşı duygularında derin bir değişiklik ortaya çıkarmıştır." Buraya dikkat: "Bu kötülükler... Yüreğimi yaralamıştır... Adalet çok geçmeden yerini bulacaktır." 3 - Türk arşivlerinde ve diğer kurumlarda yoğun bir araştırma yapan İtilaf Devletlerinin isnat edilen suçlarla ilgili hiçbir belge bulunamamalarına rağmen İttihatçılardan intikam almaya kararlı olan İstanbul Hükümeti adeta suçlu avına çıkmış,1397 kişi hakkında soruşturma açılmıştı. Sahte mahkemelerin sahte şâhitleriyle yargılanan vatansever Türk idârecileri arasında Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’de yer alıyordu. Daha önce Ermenilere zulmettiği gerekçesiyle Yozgat İstinaf Mahkemesi’nde yargılanıp beraat etmesine rağmen tekrar mahkeme edilmişti. Kemal Bey, savunmasında ihanet içinde olan Ermenilere devletin hiçbir zaman zalim ve adaletsiz davranmadığını söylemiş, ancak Ermenilerin bağımsızlık kazanmak amacıyla yüz binlerce masum Türk’ü katlettiklerini vurgulamıştı. Yargılama sonucunda Kemal Bey idama mahkum edildi. Burası da önemli: Konu ile yakından ilgilenen İngilizler Kemal Bey’in idamından sonra Damat Ferit’in güvenilir bir müttefik olduğundan ve artık Osmanlı Devleti'nde güvenilir bir mahkemenin varlığından bahsetmişlerdi. Kemal Bey’in idam kararı, Damat Ferit Hükümeti ve gayretleriyle alınan Şeyhülislam Mustafa Sabri fetvası ve Vahdettin’in onayından sonra 10 Nisan 1919 tarihinde yerine getirildi. Buranın da altını çizelim. "Vahdettin, bu onay ile İngilizlere verdiği sözü tutmuş oluyordu." Görüldüğü üzere Vahdettin, Daily Mail’e verdiği mülakatta ifade ettiği gibi Ermeni tehciriyle ilgisi bulunanlarının cezasız kalmaması için çaba göstermiş, Kaymakam Kemal Bey gibi Türk bürokratlarının idam kararlarını onaylamıştı. 4 - Beyazıt Meydanı’nda gerçekleştirilen infazda, son sözleri sorulan Kemal Bey şunları söylüyordu: "Sevgili vatandaşlarım, Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki, ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet. Benim sevgili kardeşlerim, ASİL TÜRK MİLLETİNE ÇOCUKLARIMI EMANET EDİYORUM. BU KAHRAMAN MİLLET, ELBETTE ONLARA BAKACAKTIR. Vatan uğrunda cephede ölen bir insan gibi şehit gidiyorum. Allah, vatan ve milletimize zeval vermesin." 5 - Atatürk önderliğindeki milliyetçiler ise çıkarttıkları kanunlarla Ermeni meselesi dolayısıyla yargılanıp idam edilen Türk bürokratların yanında olduklarını gösterdiler. TBMM’nin 14 Ekim 1922 tarihinde çıkarttığı bir kanunla Kemal Bey Millî Şehit ilan edildi. Kemal Bey'in eşi Hatice Hanım ve çocuklarına vatanî hizmet tertibinden ömür boyu maaş bağlandı. Ermeniler tarafından terk edilmiş olup Vakıflar İdaresi’ne devredilmiş bulunan 1 apartman ve 1 ev tahsis edildi. Kemal Bey'in çocuklarına Atatürk sahip çıkmıştı!
··
1.448 görüntüleme
Grekov Kafkayevski okurunun profil resmi
dönemin kayseri mebusu ahmed hilmi beyin; ''boğazlıyan kaymakamı merhum kemal beyin ailesi de yetim bıraktığı çocuğu ile muhtaç ve elim bir vaziyette bulunuyor. malum olduğu üzere kemal beyi vahi ve esassız isnadata kurban ederek idam ettiler. sureti vefatı milletin tarihinde iz bırakan merhumun muhtaç bulunan ailesine maaş tahsisi için maddei atiyei kanuniyenin kabulünü heyeti umumiyeye arz ve teklif eylerim.'' şeklinde meclise sunduğu teklif mecliste kabul edilmiş ve meclis kararıyla boğazlayan kaymakamı esbakı maslup kemal beyin ailesine şehrî iki bin kuruş maaş tahsis edilmiştir. ('dersaadette divanı harb karariyle şaiben idam olunan boğazlayan kaymakamı esbakı kemal beyin refikasiyle üç çocuğuna hidematı vataniye tertibinden beşer yüz kuruş itibariyle şehrî iki bin kuruş maaş tahsis olunmuştur.' şeklinde alınan karar ile.) www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTA... konu ile ilgili farklı bilgilerin yer aldığı haberin linki; yenicaggazetesi.com.tr/bogazliyan-kaym...
Poyraz Ayrıç okurunun profil resmi
Çocuklarını millete emanet etti millet de çocuklarına baktı şimdi aradan tam 105 yıl geçmiş torunları olarak hatırlıyoruz ruhu şad olsun, unutmadık onu. En çok üzüldüğüm bu oldu yenicaggazetesi.com.tr/bogazliyan-kaym.... Gerçekten Türk milletinin madden manen en zayıf olduğu dönemde yetişen Atatürk... İyi ki o zamanlar yaşamış gereğini de yapmış.
1 sonraki yanıtı göster
Hakkıcan okurunun profil resmi
Hain nemrut paşa kim hatırlar seni? Öldüreyim derken ölümsüzlüğe çıkardın Mehmet Kemal'i
Hakkıcan okurunun profil resmi
Rusya hükümetinin Manastır Ceneral Konsolosu Mösyö Rostkofski askerlere taarruza, rast geldiği yerde selam vermediğinden dolayı tektire ve hatta bir topçu neferini darba kadar varmıştı. Nüzhetiye Karakolu önünden geçerken orada bulunan jandarma neferi Halim, tanımadığından, arz-ı ihtiram etmez. [Konsolos] bunun üzerine kırbaçla yürür. Nefer de namus-ı askerisini muhafaza için ateş eder. Konsolos, iki kolunu, vücudunu delen bir kurşunla yere serilir. Silah sesi üzerine, kışladan, mahal-i vakaya [olay yerine] koşmuştum. Nefer temkinini bozmayarak, ben vurdum, dedi ve silahını bana teslim etti. Derhal teşekkül eden divân-ı harb-i askeride bulundum. Orada Rusya Sefareti Baştercümanı Mandelstam'ın hükümete yaptığı hakaret bütün asabımı tahrik ediyor, "Ah ne vakit iyi bir idare teşekkül edecek, ne vakit bizi bu tahkirlerden [aşağılanmalardan] kurtaracak bir hükümet teessüs edecek [kurulacak]" diyordum. Bu sırada Vilayet-i Selase¹⁸ Müfettiş-i Umumiliği'ne tayin edilmiş olan Hilmi Paşa, Manastır'da idi. Divân-ı harp, Halim ile bir refikinin idamına karar verdi. Divân-ı harp katibi bulunduğumdan, verilen bu hükmün hiçbir kanuna temas etmediğini söylemeden geçemem. Fiil-i katlin, tehevvüren [öfkeye kapılarak] jandarma tarafından icra edildiğini konsoloshanenin divân-ı harpte bulunan vekilleri de tasdik ettiler. Bununla beraber hükm-i idam şöyle idi: Nefer Halim, tehevvüren başladığı fiil-i katli, taammüden ikmal eylediğinden [tamamladığından) ve refiki de, esnayı katlde [öldürme sırasında), arkadaşını men eylemediğinden idamlarına karar verilmiştir. Bu suretle divân-ı harp, ebediyen namını lekedâr edecek [adını lekelendirecek] bir hüküm vermiş oluyordu. Bu iki nefere verilecek azami ceza, on beş ve beş sene kürek olacaktı. Divân-ı harp bu hükmü böyle verdikten sonra, o vakte mahsus bir idare, bunu idareten, idama tahvil ederdi [dönüştürürdü]. Fakat, divân-ı harp haksız bir muamele yapmış olmazdı. Hükm-i idamın icrasında, Sefaret Baştercümanı, benimle beraber seyre gitmek istedi. Divân-ı Harp Reisi, Müfettiş-i Umumiliğin bu emrini tebliğ etti; fakat, kabul edemeyeceğimi reca ettim ve muvafakat ettiler. Yalnız, konsolosun cenaze alayı giderken, bataryam beş top endahtına memur olmuştu [atışıyla görevlendirilmişti]. Bunu yaptım. Mamafih bu vakadaki haksızlığı, hiçbir vakit unutamayacağım. ---------- ¹⁸ Vilayet-i Selase: Üç Vilayet; yani Manastır, Selanik, Üsküp.
Enver Paşa'nın Anıları
Enver Paşa'nın Anıları
- Sayfa 20 Biri vahdettin, biri abdülhamid. İkisi de mağdur, mazlum, kahraman tanıtılmak istenen iki şahsiyet. İyiler, kötüler günahları boynuna ancak kahraman falan değiller. Korkaklar.
Poyraz Ayrıç okurunun profil resmi
Onları saygıyla sevgiyle hatırasını anacak olan yok. Olanlar da mal, çığırtkan. Ben anmam hatıralarını ata da demem sadece hayıflanmak için okurum.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.