Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Amerikalı ünlü yazar ve şair Charles Bukowski (1920 – 1994)’nin kendisini Henry Chinaski karakteri ile anlattığı otobiyografik roman. Bu romanda yazar hayatına giren kadınları ve onlarla ilişkilerini kaleme alırken sex hayatının detaylarını çok cesur bir biçimde ortaya dökmekten kaçınmaz. Üstelik bu anlatım sırasında naif bir dil kullanma kaygısı da yoktur. Yazarın hayatında en önemli yeri tutan kadınlar dışında alkol kullanımı ve at yarışları da romanın ana unsurlarındandır. Kendisinden 20-30 yaş genç kadınlara ilgi gösteren ve “Hayır” deme konusunda zaafları olan yazar; bu durumu çocukluğunda yaşadığı şefkat ve sevgi eksikliğine bağlamaktadır. Kitabın ilk bölümlerinde yazarın tutkulu ve git-gelli bir ilişki yaşadığı karakter Lydia Vance ile yollarının tekrar kesişmesini beklerken bu karakterin tekrar sahneye çıkmaması kendi adıma romanın sürprizi oldu. Son bölüm karakterlerinden Sara’nın ise yazarın 1976’da tanışıp 1985’de evlendiği Linda Lee Beighle olduğunu belirtelim. Bir kısım eleştirmen ise bu kitapta anlatılanların yazarın fantezilerinden ibaret gerçek dışı öğeler olduğunu savunmuştur. Romanın zekice yazıldığını yada sosyolojik yönden ilginç olduğunu düşündüğüm bölümlerinden alıntı yapmak gerekirse: Henry başka bir erkekle oldukça samimi bir dans yapan Lydia’yı kıskanıp “dans sadece” yanıtını alınca “Sokakta yanımdan geçen bir kadına öyle sarıldığımı düşün? Müzik sorunu ortadan kaldırır mıydı?” yanıtını verir. “Evi tertipli bir erkek tanıdığımda bir sorunu olduğunu bilirim. Çok tertipliyse i.bnedir zaten.” Lydia’nın Henry’nin sadakatsizliğinden kuşkulanarak bu hususu yatak performansı ile test etmesi sonrası Henry’nin “Sınavı geçtim, ama daha sonra bir erkek bir kadının sadakatinden nasıl emin olabilir, diye geçirdim içimden. Adil değildi” sözü. “Yine de kadınlar –iyi kadınlar- korkutuyorlardı beni, çünkü er ya da geç ruhuna sahip olmak istiyorlardı, oysa ben ruhumdan artakalanı kendime saklamak istiyordum.” “Yirmili yaşlarını süren pek çok kadın gibi Tammie de sertti.” Kendisini Şiir Dinletisi’nde dinlemeye gelen izleyiciler için söylediği “Onları küçümseyemezdin, kıçlarını da yalayamazdın. Ortalarda bir yerde dengeyi sağlamak zorundaydın.” “Üzerine beyaz örtü serilmiş bir küçük bir masada güzel bir kadınla içmenin üstüne yoktur.” “Bir kadınla kendi mekânında olmaktansa onun mekanında olmayı hep yeğlemişimdir. Onların mekânındaysam istediğim zaman kalkıp gidebiliyorum.” “Richard Burton’a bir kadında aradığı en önemli özelliğin ne olduğunu sorduklarında ‘en az otuzunda olması’ demiş.” Ve kadınlarla ilgili başka bir tespiti: “Nereden geliyordu bütün bu kadınlar? Tükenmek bilmeyen bir stok. Her biri kendine özgüydü, farklıydı. Yarıkları farklıydı, öpüşmeleri farklıydı, göğüsleri farklıydı, ama hiçbir erkek hepsinin tadına bakamazdı, sayıca çok fazlaydılar.” Netice olarak; okunması gereken, okurken de pornografik öğeler takıntı yapılmadan, kitabın kadınlar hakkında tam bir çözümleme yapmasa da önemli satır araları barındırdığı kabul edilecek bir kitap...
Kadınlar
KadınlarCharles Bukowski · Parantez Yayınları · 20213,564 okunma
··
38 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.