Hisseden beynini inkâr eden biri kendini dış dünyaya karşı uyuşturur. Duygularını inkâr ederse değer yargılarında bulunamaz, yani iyi ile kötüyü ayırt edemez. Bunun sonucu olarak da hayata ve kararlarının sonuçlarına kayıtsız olur. Başkalarıyla ilişki kurmakta zorlanır. Ve bu kronik kayıtsızlık rahatsız edici hakikate tatsız ziyaretler yapmasına neden olur. Neticede hiçbir şey şöyle ya da böyle önemli değilse bir şey yapmak için bir neden de kalmaz. Bir şey yapmak için bir neden kalmamışsa neden yaşamalı?