Martin'e göre sevmek mutsuzluğu da göze almak demekti. İnsan sevdiğine her zaman değerli hissettiremezdi. Bazen mutluydun bazen mutsuz lakin sevmek özel bir şeydi.
Ruth'un da onu çok üzdüğü zamanlar olmuştu. Ama Martin bütün bunlara rağmen Ruth'u değerli kabul eder ve onu severdi.
Ruth'un değerliliğinin salt bir gerçeklik olması gerekmiyordu. Herkes değersiz görecek olsa bile statüden bağımsız bir şekilde Martin onu değerli sayardı, çünkü Martin sevdiğine kıymet yüklerdi.
Lakin Martin onun tüm zayıflıklarını görüyordu. Martin o zamanlar bunlarla onun canını sıkmıyordu. Çünkü onu üzmekten korkuyordu. Onun yerine ben üzülebilirim sorun değil diye düşünüyordu. Fakat Martin'in onu üzmediği bazı konular Ruth'un sonradan daha da kötü olmasına, Ruth'un sonradan daha da çok üzülmesine neden olmuştu.
Martin biliyordu ki, sevdiğinin eleştirileri acımasızca ve bir o kadar da gerçekçi olabilirdi. Seven sevdiğini olduğu gibi kabul edebilirdi elbette. Fakat bu onun kötülüklerini görmemek veya söylememek değildi kesinlikle. Bazen söylerdin çünkü gerçeği görmesini isterdin. İsterdin çünkü onun daha da iyi olmasını arzulardın.
Lakin hiçbiri engel değildi. Çünkü aşk; sevgi, bağlılık ve çabaydı. Ve bu çaba da kuşkusuz bazen kendi kötülüklerini görmekten ve onları kabul etmekten geçiyordu...