Aziyade'nin küçük mezar taşını iyice tanıyınca, tek başıma mezarın yanına varmak ve toprağın üstüne tek tük incecik bitkiler bitmiş, yağmurdan hafifçe nemlenmiş kızıl toprağın üstüne uzanmak için atımı bir servinin dallarına bağlıyorum. Mezar taşının yönünden, altta toprağa gömülü sevgili bedenin konumunu biliyorum ve beni görecek kimse olmasın diye ta uzaklara kadar çevreye iyice baktıktan sonra yavaşça uzanıyor, ölmüş yüzün olduğu noktada bu toprağı öpüyorum.