Allah ﷻ şöyle buyurdu;
"Aranızda, hayra (İslâm'a) davet eden, marufu emreden ve münkerden nehyeden bir ümmet (siyasi hizb) bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir!"
[Ali Imran Suresi 104]
Ve şöyle buyurdu:
"Mümin erkekler ve mümine kadınlar birbirlerinin velileridirler. (Birbirlerine) marufu emrederler ve (birbirlerini) münkerden sakındırırlar."
(Tevbe Suresi 71]
Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
"Sizden her kim bir münker görürse onu eli ile değiştirsin. Gücü yetmezse dili ile ona da gücü yetmezse kalbi ile (buğzetsin). Bu ise imanın en zayıfıdır."
[Muslim]
Ve şöyle buyurdu:
"Nefsimi elinde tutan (Allah'a) yemin olsun ki ya marufu emreder ve münkerden sakındırırsınız ya da Allah üzerinize katından bir ceza gönderir. Sonra O'na dua edersiniz ama (artık) icabet edilmez."
[Ahmed b. Hanbel]
Ve şöyle buyurmuştur:
"Cihadın en faziletlisi zalim bir sultanın (yöneticinin) yanında (söylenen) hak sözdür." [Ebu Davud)
Ve şöyle buyurmuştur:
"Şehitlerin efendisi Hamza ibni AbdulMuttalib ve zalim yöneticiye karşı çıkıp ona (marufu) emreden ve onu (mün- kerden) nehyeden ve (bunun için) katledilen kimsedir." [Ha kim]
Yöneticileri muhasebe etmek Müslümanlar üzerine farz-ı kifayedir. Bu ise onların herhangi bir yanlış, kusur, şerî hükme aykırı hareket, izlediği hatalı bir strateji veya bunların benzerlerini eleştiri ve doğrultma kapsamından her söz, eylem ve sükûtu; el, dil ve kalp ile hesaba çekmekle olur. Bu tür muhasebenin İslâm tarihinde sayısız örnekleri vardır.
Sa'd b. Muâz ve Sa'd b. Ubade, Hendek günü Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'i muhasebe etmişler, O da o ikisinin görüşleri ile amel etmiştir. Yine Habbab b. Münzir de Bedir günü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i muhasebe etmiş, O da onun görüşü ile amel etmiştir. Yine Ömer b. Hattab ve Sahabe'den bir grup, Hudeybiye günü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i muhasebe etmişler fakat Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem onların görüşleri ile amel etmemiştir. Çünkü kendisini muhasebe edenler, O'nun o hususta vahye göre hareket ettiğini bilememişlerdi. Ebu Bekir RadiyAllahu Anh zamanında kendisine zekât vermeyenler ve ninenin zekâtı konusunda yapılan muhasebe, Ömer RadiyAllahu Anh zamanında kendisine kadının mehrini sınırlandırması konusunda yapılan muhasebe, Osman RadiyAllahu Anh zamanında kendisine yönetimde izlediği üsluplar konusunda yapılan muhasebe, Ali RadiyAllahu Anh zamanında kendisine zındıklara karşı muamelesi konusunda yapılan muhasebe gibi Râşid halifeler döneminde çok daha fazla örnek vardır... Yine sonraki Hilafet dönemlerinde de pek çok seçkin ve örnek muhasebe hadiseleri mevcuttur.
Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
"Dikkat edin, insanlardan korkmak hiçbirinizi, gördüğü yahut şahit olduğu vakit hakkı söylemekten men etmesin. Zira hakkı söylemek ve azim olanı zikretmek ne eceli yaklaştırır ne de rızkı uzaklaştırır."
[İbni Ebi Dunya]
Ömer RadiyAllahu Anh şöyle demiştir:
"Sizler (hak sözü) söylemiyorsanız, sizde hayır yoktur, (sõylendiği hâlde) biz kulak vermiyorsak bizde hayır yoktur."
Ali RadiyAllahu Anh ve Kerram Allahu Vechehu bu hususta şöyle der:
"Hakkı söylemekten ve adalet hususunda meşverette bulunmaktan geri durmayınız. Muhakkak ki ben daha fazla hata işlemeye karşı kendimden emin değilim ve bunu benden uzaklaştırmaya benden daha malik olan Allah bana kifayet etmedikçe davranışımda bundan (hatadan) emin değilim."
Onlar insanların en hayırlıları ve efendileri oldukları hâlde Müslümanlar onları böylesine muhasebe ederlerken bugünkü yöneticiler nasıl muhasebe edilmez? Onlar şer'î meselelerdeki ufak tefek kusurları ya da kusur zannedilen şeyler için muhasebe edilirlerken, bugün bize küfürle, zulümle, fisk-u fücur ile hükmeden yöneticilerin muhasebesi ve Allah katındaki hesapları nasıl olur?