Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Saadet asrından bir misal Bazen de çok çetrefilli anlar olur. Zihinler karmaşıktır. Neyi nasıl yapacağımızı kestiremeyiz. Sanki üzerimize ölü toprağı serpilmiş de hissiz hareketsiz dururuz. Bu durum, sahabe-i kiramdan olan muhterem zatlar için de aynıdır. Neticede insanız. Hani, müşriklerle Hudeybiye Antlaşması imzalandığında, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ashâbına "Kurbanlarınızı kesin, saçlarınızı tıraş edin ve ihramdan çıkın," buyurmuşlardı. Birkaç kere de tekrar etmişlerdi. Müslümanlar bu sözleri duyuyorlardı elbet ama Kâbe-i Muazzama'yı tavaf etme ümitlerinin önüne geçemiyorlardı. Bir haber gelir diye ağırdan alıyorlardı. Böylece uzunca bir vakit geçince Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kalbi mahzun olarak otağına girdi. Hazreti Ümmü Seleme (r.anha) annemizin yanına oturdular. Peygamber Efendimizi (s.a.v.) hüzünlü gören Hazreti Ümmü Seleme (r.anha), "N'oldu Ya Resulallah, nedir bu hüznünüz!" diye sual etti. Efendimiz, "N'oluyor bu insanlara ki dediğimi yapmıyorlar. Hepsi yüzüme bakıyor," diyerek sitem buyurunca, Hazreti Ümmü Seleme (r.anha), "Ey Allah'ın Resulü! Siz önce dışarı çıkın, ama onlara bir şey söylemeyin. Yoksa sözünüzü dinlemiyorlar diye Hazreti Allah, onları helak eder. Siz tıraşınızı olun, kurbanınızı kesin, ihramdan çıkın, onlar da emellerinin bu yıl yerine gelemeyeceğini anlarlar da size uyuverirler," diye teselli etti. Resulullah Efendimiz (s.a.v.), dışarı çıktılar ve Ümmü Seleme'nin (r.anha) dediği gibi davrandılar. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.), hâl dilinin sesini Ashâb-ı Kiram, O'nun (s.a.v.) yaptıklarını yapmak için birbirleriyle yarıştılar. Değerli Genç, hâl dili işte bu kadar önemli. Sözümüz değil, halimizdir bizi biz yapan. Zaten "söz❞e söz hakkı versek, anlatamaz hâlin ahvalini.
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.