Numune
Tarif ettiğiniz şeyi, en doğru ve en kısa şekilde tarif etmeye çalışırsınız. Mesela âlimin biri çiftçinin birine, atın tarifini yapar mısın, diye sormuş. Çiftçi de “Bin dinlen, in dinlen.” demiş. Efrâdını cami, ağyârını mâni, yani en doğru ve en kısa tarif değil mi? Peki, öğretmenlerin eğitimciliklerini tarif edecek olsak, en kısa ve en net şekilde nasıl tarif ederdik?
Şayet eğitim alanında çalışma yapmayan biriyseniz tarifinizi, hatırladığınız ve sizde emeği ya da olumlu manada tesiri olan birini düşünerek yaparsınız. Zaten eğitimci bir okurumuz iseniz öğretmenin, sizin için önemli olan bir yönünü düşünerek tarif yaparsınız. Mesela, “Numune eğitimci, usulde, ilimde ve uygulamada öğrencisini başarıya ulaştıran kişidir.” gibi.
Bu sayıda “Numune Eğitimciler” konusu ele alındı. “Numune Eğitimci Nasıl Olur?” sorusunu, alanında uzman, tecrübeli öğretmenlere sorduk. Onlardan gelen cevapların bazılarında kısa ve net tarifler vardı:
“Eğitimci, öğrencisinin karakter oluşumunda yanında olmalı.”
“Demek yetmez, göstermek lazım.”
“Yetiştiği ile yetiştirdikleri arasında köprü olandır.”
“Öğretmen, öğrencisi için upuzun bir hayattır.”
…
“Numune Eğitimciler, Everest Dağı'nın Kuralları”,
“Dersimiz: Numune Eğitimciler Nasıl Olur?” ve “Numune Eğitimci Kimdir?” yazılarını okuduktan sonra sizler de kendi öğretmen tarifinizi en kısa ve net şekilde yapabilirsiniz.
SÜZGEÇ bölümünde “İki Nil Bir Belde Hartum” yazısı var. Kızıldeniz’e yakın, Afrika’nın kendine münhasır güzellikleri olan Hartum şehri, bize çok uzak bir memleket gibi geliyor. Ancak yazıyı okuduktan sonra İstanbul ile arası 4500 kilometre olan Hartum’un ecdadımız tarafından kurulan şehirlerden birisi olduğunu öğreniyoruz.
Tarihten bugüne uzanan diğer detayları okudukça, belki de ilk defa bu yazı ile ismini duyacağımız Hartum, hiç unutmayacağımız beldelerden birisi olacak.
“Kalabalığın Peşinde Doğruyu İnkâr”, “Çeşmelerin Dili” ve “Hanımefendiler, Beyefendiler” yazıları yine zihin dünyanızda güzel kareler oluşturacak yazılardan oldu.
Genç Hayat ekinin kapağında bu ay “İki Lafı Bir Araya Getirsek Laf Lafı Açar mı?” cümlesi yer aldı. Efrâdını cami, ağyârını mâni tarzda hazırlanmış, yine dolu dolu bir sayı oldu.
Numune sayılarda buluşmak dileği ile…
