Uzun mu uzun bir mektup yazamam bugün. İçimde hiçbir zenginlik yok. Belki de bir başka yerleri dolanıyorum. Yürüdüğüm yerlerde, girdiğim içki evlerinde sana rastlarsam yazacağım. Belki de rastlaştık şimdi. Uzun boyunlu bir gramafon görmüştüm mezat yerinde. Sabah. Geçerken. Seni düşünmüştüm. Gramafon? Sen? Tuhaf işte...